PUSLU KITALAR ATLASI.
Ilk okuduğunuzda anlaşılması güç bir eser. Zamanlar içi içe geçmiş akronik zaman seyrinde. Keyifli bir eser tabi sayın Prof. Dr. Ilber Ortaylı önerince bu kadar ünlendi ama bize yıllar öncesinde Vedi Aşkaroğlu hocamız alıp okumuştu. Atlas üzerine kurulan anlatının başkişisi Bünyamin'dir Bünyamin'i Bünyamin yapan kişi de
Örf ve adetlerin fertleri yönettiği, hiç de zengin olmayan, muhafazakâr kasaba hayatının insana bahşettiği en büyük nimet, şüphesiz, derin bir iç dünyası ve yüce duygular gibi sıkıntılardan onu kurtarmasıydı.
... Bunun üzerine Ölüm, ihtiyara şöyle cevap verdi:
- "Her insan ancak bilmediği şeyden korkar. Korkusunu yenmek için bilmek ister. Fakat bilmesi için araması gerekir. İşte, din de bu arayış değil midir? Bununla birlikte, eğer insan bir şeyi arıyorsa, onu bulmuş ve ona kavuşmuş da değildir. Kavuşamadığı şeye erişmek için can atar. Eh! Bu da aşktır işte! Kısacası, yolumuzu şaşırmış değiliz. Korkudan arayışa, arayıştan ise aşka geçtik. Hikâyeleri anlatırken, elimizde olmadan seçtiğimiz üsluba bakılırsa, daha önce geçtiğimiz yerlerden tekrar geçmiş bulunduğumuz kesin. Çünkü bu üç duyguya da çok aşina görünüyoruz. Ne korku, ne arayış, ne de aşk bizi şaşırtıyor. Bu duygular, gönlümüzde çoktan dinmiş fırtınalar gibi. Benim için bu durum fazlasıyla alelade. Ama senin için fevkalade gözüküyor. Arayış bitince, aranan şey artık bir kez bulunduğu için, korku da aşk da biter."
İhtiyar ise, cevabı hemen yapıştırdı:
- "İşte o zaman meşk başlar!"