Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama gelecek, mutlaka, ruh taşlaşmadıysa eğer, her günahın gömüldüğü derinlikten çıkacağı bir an gelir. . Bu yüzden ev neşesiz, tatsız, bunaltıcıydı ama havasında bu bunaltıya uymayan, şaşırtıcı bir yaşama inadı vardı. Mürşit bu inadı fazla ısrarlı, hatta gereksiz buluyordu. Gerçi yaşamayıp ne yapılacağını da bilmiyordu, bunu pek düşünmek
Reklam
"Ama nasıl unutabildi herkes? Bunu, öncekileri, sonrakileri. Nasıl hiç yaşanmamış gibi devam edebilirler? Senin dediğin gibi. Duygusal taşlaşma çağı."
Sayfa 123Kitabı okudu
“Fakültedeyken, o gazeteyi gördüğümde utanmalıydım,” dedi. “Merak etmeliydim, ne oldu, niye oldu diye. Yapmadım. Eğlenmeyi seçtim.” “Herkes gibi.” “Ama nasıl unutabildi herkes? Bunu, öncekileri, sonrakileri. Nasıl hiç yaşanmamış gibi devam edebilirler?” “Senin dediğin gibi. Duygusal taşlaşma çağı.” “Ama bir bedeli olmalı bu taşlaşmanın.” “Var,” dedi Mürşit “lanetlendik.” Kimse bu günahları sahiplenmiyordu. Ortada bırakılmış, sahipsiz günahlara kimse aldırmıyordu. Polis kurbanların anısına karanfil bırakmak isteyenlere geçit vermiyordu. Çıplak ölü kız çocuğunun ruhu tepelerinde haykırıyordu, ama dünyanın kendi çevresinde dönüşünün gürültüsü öyle yüksekti ki, kız çocuğunu kimse duymuyordu. “Çürüyoruz,” dedi Madenci. “Ruhumuz taşlaştı, ama bedenimiz çürüyor. Öyle ya da böyle, daha toprağa girmeden çürüyoruz. İğrenciz, kokuyoruz.”
Sayfa 123Kitabı okudu
"Duygusal taşlaşma çağı" "Bir bedeli olmalı bu taşlaşmanın." "Var." dedi Mürşit "lanetlendik."
Sayfa 123Kitabı okudu
"Ama nasıl unutabildi herkes? Bunu, öncekileri, sonrakileri. Nasıl hiç yaşanmamış gibi devam edebilirler?. Senin dediğin gibi. Duygusal taşlaşma çağı."
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Duygusal Taşlaşma Çağı
Ruhumuz taşlaştı, ama bedenimiz çürüyor. Öyle ya da böyle, daha toprağa girmeden çürüyoruz. İğrenciz, kokuyoruz...
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.