Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sadri ALIŞIK
Bu benim dünyaya ilk gelişim, Yıkarak saltanatını koca fatih’in. Kundakla kefen arasında bir gün, İstanbul, istanbul deyişim. Merhaba kızkulesi, merhaba eyüp sultan, Kanlıca, şehremini merhaba… Bir istanbul esiyor eski çocukluğumdan, Ekşi bozalı, arnavut kaldırımları lapa lapa. Yuşa’dan mı okunur o ezanlar, hırka-i şerif’ten mi?
"Birileri bu toprakları parsel parsel satmanın derdinde! Bir zamanlar Osmanlı yönetimin de Toprak satma kanunu çıkarmıstı. Abdülhamit, Lozan Hezimet'tir diyenler Lozan Türkiye'nin Tapusudur efendiler! LOZAN ANTLAŞMASI'NIN EMPERYALİSTLERE KABUL ETTİRİLDİĞİ TARİH: 24 TEMMUZ 1923 Ne demiştik tarihi doğru öğreneceğiz, doğru öğreteceğiz...
Reklam
Duyun-u Umumiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun dış borçlarını denetleyen bir kurum olarak II. Abdülhamit döneminde 1881-1939 yılları arasında kurulmuştur. İlk dış borçlanma, Kırım Savaşı sırasında, savaş maliyetlerinin karşılanması amacıyla gerçekleştirdi. Daha sonra devlet, yaşadığı her ekonomik sıkıntıda dış borç almaya başladı. Bu borçlar verimli kullanılmadığından sonucu, kısa sürede, değil borçlar, faizleri bile ödenemedi. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Osmanlı yönetimin yaşadığı mali bunalım ile alınan borçların ödenemeyeceği kararname ile açıklandı. Hiçbir borç ödemesini yapamayan Osmanlı İmparatorluğu, sonunda alacaklılarla anlaşma yoluna gitti. Alacaklılarla masaya oturan imparatorluk, 1879'da damga, alkollü içki, balık avı, tuz ve tütünden alınan vergi gelirlerini 10 yıl boyunca iç borçlar karşılığı olarak alacaklılara bıraktı. Bu vergileri toplama ve alacaklılara ödeme görevi de yeni kurulan Duyun-u Umumiye İdaresi’ne verildi. Bu kurum kurulduktan sonra da Osmanlı İmparatorluğu mali sıkıntılar nedeniyle dış borç almak zorunda kaldı. Sonunu zaten biliyorsunuz... İyi niyetine inandığınız II.Abdülhamit bakın ne söylemiş; "Tarih değil, hatalar tekerrür eder."
Kızıllık tüten şiir, beklemekse cumhuriyet Kalbim cumhuriyet, beynim duyun-u umumiye.
Der Ki Tarih Ekonomik İstikrarsızlığın Temel Nedenleri Üzerine
Alacaklılarla masaya oturan yaşlı Devlet, 1879’da damga, alkollü içki, balık avı, tuz ve tütünden alınan vergi gelirlerini 10 yıl boyunca iç borçlar karşılığı olarak alacaklılara bıraktı. Ancak alacaklı Avrupa devletleri buna tepki gösterdi ve 1881‘de damga, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün ve ipekten alınan vergilerin tüm geliri iç ve dış borçlara ayrıldı. Bu vergileri toplama ve alacaklılara ödeme görevi de yeni kurulan Düyun-u Umumiye İdaresi’ne verildi. Bu kurum kurulduktan sonra da Osmanlı Devleti mali sıkıntılar nedeniyle dış borç almak zorunda kaldı. Lozan Antlaşması ile Osmanlı Devleti’ni yarı-sömürge seviyesine indiren bu kurumun vergi gelirlerini denetlemesi sona erdirildi.
Der Ki Tarih Ekonomik İstikrarsızlığın Temel Nedenleri Üzerine
Sadece borçların alacaklılara paylaştırılması görevini sürdürmeye devam etti. Bu borçlar, Devlet çöktükten sonra, Osmanlı topraklarında kurulan devletler ve Türkiye arasında paylaştırıldıysa da en büyük borç yükü Türkiye’ye verilmiştir. Türkiye Düyun-u Umumiye’ ye olan borcunun son taksitini, ilk dış borcun alınmasından tam bir yüzyıl sonra, 1954‘te ödedi bu dönemin sonunda; Fransa 1881’de Tunus‘u işgal etti, İngiltere 1869’da Süveyş Kanalı‘nın açılmasıyla daha da değerlenen Mısır‘ı uzak doğudaki sömürgelerine giden yolun güvenliği için 1882 de işgal etti, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1908‘de Bosna-Hersek‘i topraklarına kattı, Girit halkı 1908’de Yunanistan‘a katıldığını açıkladı, Bulgaristan 1908’de bağımsızlığını ilan etti.
Reklam
Sultan Hamid ile Herzl'in görüşmesi ile alakalı olarak Türkiye'de halk arasında, belli çevrelerde genel bir kabul olarak anlatıla geldiği gibi, Sultan bu görüşmede Herzl'i öyle iddia edildiği gibi terslememiş ve azarlamamıştır. Aksine uzun süren bu görüşmede Düyun-u Umumiye ve Filistin'e göç meselesi karşılıklı olarak konuşulmuştur. Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı devletinin dış borçlarının ödenmesi noktasında Herzl'in fikirlerini almış ve sonuna kadar onu dinlemiştir. Kabulde herhangi bir anormal durum vuku bulmamıştır. Nili-Ortadoğu'da Casuslar Savaşı, Necmettin Alkan
İstanbul Şehri - Sadri Alışık İstanbul Şehri Bu benim dünyaya ilk gelişim, Yıkarak saltanatını koca fatih'in. Kundakla kefen arasında bir gün, İstanbul, istanbul deyişim.
Kurtuluş Savaşı Doğu Cephesi 22 Haziran 1920’de Yunan saldırısının başladığı sırada, Doğuda da Ermeni saldırıları sürekli artıyordu. Bu sırada Kızılordu’nun önünde Kafkasya yolu açılmıştı. Rusların Kars ve çevresini işgali an meselesiydi. Kızılordu’nun Kafkasya’ya girmesi üzerine TBMM Hükümeti taarruza karar verdi. 24 Eylül 1920’de Ermenilerin
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.