Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hikmet ehli bir zat demiştir ki :
Haset eden kimse şu beş hususta Allah'a (cc) karşı gelmiş olur: 1- Allah Teâlâ'nın başkalarına verdiği nimetlere öfkelenir. 2- Allah Teâlâ'nın taksimatına razı olmaz. 3- Allah Teâlâ'nın fazlı ve ihsanı için cimrilik düşüncesindedir.Halbuki Allah fazlını dilediği kimselere verir. 4- (Kendilerine nimet bahsedilen) Veli kulların yüzüstü gelmesini ister. Çünkü hasetçi kimse, nimetlerin o kimsenin elinden alınmasını isteyerek onu küçük düşürmek ister. 5- Düşmanı olan İblis'e yardımcı olur. Denilmiştir ki: "Hasetçi kimse, meclislerde daima kötü sıfatlarla anılır, öyle bilinir.Meleklerin öfkesine ve lânetine maruz kalır. Yalnız kaldığında kendisini gam, keder ve üzüntü bürür.Ölüm anında korku ve şiddet içerisinde olur. Mahşer meydanında rezil ve kepaze olur.Cehennemde ateş ve alevler içinde kalır.
Resulullah'ın Enes b.Malik'e (ra) tavsiyeleri :
Enes b. Mâlik (ra) anlatıyor: "Sekiz yaşlarında iken Resûlullah'ın hizmetine başlamıştım.Bu sıralar Resûlullah'ın (sav) bana ilk öğrettiği şunlar olmuştu: • Ey Enes! Namaz kılacağın zaman abdestini güzel ve dikkatlice al! Böylece Hafaza (koruyucu) melekler seni sever ve ömrün uzar (bereketlenir). • Ey Enes! Cünüp olduğunda guslet
Taberânî, es-Sağîr. 2/32; Heysemî, ez-Zevaid, 1/272.Kitabı okuyor
Reklam
Eternity and A day /1998
+My only regret, Anna.. Is not to have finished anything. I Left all as a draft, shattered words here and there. +Tek pişmanlığım Anna.. Hiçbir şeyi bitirememek. Hepsini bir taslak olarak bıraktım, sözcükleri orada burada parçaladım. Photo by M.E. / Warsaw / 09.05.24
Hayyam'a görünmüş kadehte meyde Neyzen'e görünmüş kamışta neyde Veysel'e görünür mevcud herşeyde Ne sen var ne ben bir tane Gaffar
Yalnız başıma yola devam ederken titriyordum; uzun bir süre geçmemişti ki, hastaydım, hastadan da öte yorgundum, yani biz modern insanlara heyecan duymak için geri kalan her şey hakkında duyduğum hayal kırıklığından, her yerde i s r a f e d i l e n enerji, emek, umut, gençlik, aşk hakkında; yorgundum bu romantizmin feminenlerinden ve yaltakçı-terbiye görmemişlerinden duyduğum, burada bir kez daha en mertlerden biri üzerinde zafer kazanmaya yol açan idealist yalancılıklar ve vicdan-yumuşatmasından duyduğum tiksintiden; yorguncluro sonunda ve acımasız bir kuşkunun verdiği kederin payı hiç de az değildi bu yorgunlukta - bu hayal kırıklığından sonra her zamankinden daha derin bir güvensizlik duymaya, daha derinden hor görmeye, daha derin bir yalnızlığa yazgılı oluşum yüzünden. Benim g ö r e v i m - nereye gitmişti? Nasıl? Şimdi sanki görevim benden kendini geri çekiyormuş, şimdi uzun süre onun üzerinde bir hakkım yokmuş gibi görünmüyor muydu? B u en büyük yoksunluğa katlanmak için ne yapmalı?
Sayfa 4
Tüm zamanlarda, haklı olarak "bilen kişinin kötü huyu" denmiştir k i b r e , - bu itici güce sahip kötü huy olmasaydı, hakikat ve dünyadaki geçerliliği karşısında zavallı bir konumda olacaktı. Kendi düşüncelerimizden, kavramlarımızdan, sözcüklerimizden k o r k m a m ı z d a , ama onlarda kendimize de saygı g ö s t e r m e m i z d e , onlara bizi ödüllendirebilme, hor görebilme, övebilme ve azariayabilme gücünü istemdışı olarak atfetmemizde, yani onlarla, özgür tinli kişiler, bağımsız güçlermiş gibi ilişki kurmamızdadır - buradadır benim "entelektüel vicdan" diye adlandırdığım tuhaf fenomenin kökü. - Böylece burada da en iyi cinsten ahlaksal bir şey, yabani bir kökten filizlenmiştir.
Sayfa 21
Reklam
Son olarak r o m a n t i k k ö t ü m s e r l i ğ e , yani yoksunluk çekenin, başansızın, aşılmış olanın kötümserliğinin karşısına koyduğumu, hala formüllendirecek olursam: trajik olana ve kötümserliğe yönelik bir istenç vardır, bir anlağın (beğeninin, duygunun, vicdanın) hem katılığının hem de gücünün işaretidir bu. Göğsünde bu istençle her varoluşa özgü, korkunç ve kuşku götürür olandan korkmaz kişi; bizzat onu arar. Böyle bir istencin ardında cesaret, gurur, b ü y ü k bir düşman isteği vardır.
Sayfa 9 - *
A k ı I d ı r bizi tamamen közleşip kömürleşmekten kurtaran; bizi zaman zaman adaletin kurban sunağından çekip alır ya da asbestten bir örtü serer üstümüze. Ateşten kurtulunca, aklın sürüklernesiyle dolaşırız sonra, görüşten görüşe, taraf değiştirerek, ihanet edilebilecek tüm şeylerin soylu i h a n e t e d e n i olarak - yine de duymayız hiçbir suçluluk.
Sayfa 331
........................................ BÖLÜM V ....................................... D E N İ Z H A Y A L L E R İ
Sayfa 311 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Hep uçlarda gezinmiştir: Necatigil onun için "şiirimizin uç beyi" der. Kendi de doğrular bunu: "Bugün Ahmet Haşim'e baktığımızda şiirini sınır dışı savaşlarla kazandığını görüyoruz. Çağının şiiri neredeyse ordan bakmış, ona en doğru kılığı öyle biçmiştir. Kendi ülkesinde şiiri bugün de yalnızlık savaşı vermektedir. Benim Ahmet Haşim'le paylaştıklarımın başında bu yalnızlık hep vardır. Vardır çünkü ben kendime Ahmet Haşim'i ta baştan örnek bir şair diye seçtim, bu bugün de böyle. Ahmet Haşim'i bir yana bırakırsak, benim kaynağım da sınırdışı alanlarda olmuştur. Şiir, uçları görmeden, uçlarla savaşa girmeden yazılamaz." ("Gelenek mi? Gelenek Benim!", Suna Akın'la söyleşi, Hürriyet Gösteri, Şubat 1994; Kanatlı At, 1994)
Sayfa 20 - YKY
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.