Doğrunun, iyinin ve güzelin ne olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz: Ne sofistler, ne şairler, ne hatipler, ne sanatçılar, ne de ben. Fakat aramızda şu ayrım var ki bu adamlar bir şey bilmedikleri halde her şeyi bildiklerini sanıyorlar, bense bir şey bilmemekle beraber hiç olmazsa bilmediğimden şüphe etmiyorum. Bundan da anlaşılıyor ki Tanrının bende gördüğü akıl ve hikmet üstünlüğü sadece benim bilmediğimi bilmediğinden emin oluşumdur.