"Merhamet, harikulade bir şey; içinde hayat kaynayan kazan..."
Daha öncesinde Tiyatro türünde bir eser okumamıştım, ilk
olarak büyük üstadın bu destansı eseriyle tanışmış olmak beni oldukça sevindirdi.
Bu kitap benim için çok farklıydı, üzerinde düşündüğüm, kendime dersler çıkardığım, hiç bitmesin istediğim bir kitap oldu…
Kitabı kısaca özetlemek gerekirse;
“Merhamet idamlık suçtur”, “Merhamet ağızların iğrenç sakızı” sözleriyle insanlar arasında kalbinin katılığı, merhametten oldukça yoksun oluşuyla tanınmış Ağır Ceza Reisi, Reis Bey’in masum bir genci idam ettirmesi ve ardından bu gencin asıl suçlu olmadığını öğrenmesi ile hayatının 180 derece değişmesini konu alıyor.
Öylesine acımasız bir adamın böylesine merhamet timsaline dönüşmesi beni hayrete düşürdü. Sayfalar ilerledikçe hayretim ve şaşkınlığım da o denli arttı.
Altını çizdiğim bazı yerleri sizinle paylaşmadan önce, bazı çıkarımlarımı eklemek isterim;
Rahmet… Alem bu temel üzerinde… Bizim inancımız merhamet üzerine kurulmuştur. Şefkat, hoşgörü, merhamet eğer bunlar bir insanda yoksa, o insanda yoktur, biz ancak bu hasletlerle var oluruz..
Eğer bir gün insanlara bir şeyleri anlatmak, onların kalplerine güzel tohumlar ekmek istiyorsak bizim de kalbimiz sonsuz sevgi ve merhamet yeri olmalıdır.
Gelelim alıntılarımıza,
“Kalplerinizi değiştirin! Size hakikat gibi görünen şeylerin hemen değiştiğini görürsünüz.”
“- Kalp değişir miymiş istenince?...
+Dünyanın en sert ve en yumuşak madeni, kalb...
Ateşini bulsun hemen değişir.”