Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ebru

Reklam
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonuna anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Sayfa 594 - İletişimKitabı okuyor
Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
Sayfa 598 - İletişimKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Akıldan uzaklaşmak istiyorum. Aptalca duygulanmaktan korktuğum için çevremi akılla doldurmuşum. Aşktan, üzüntüden bahsedebileceğim aptal insanları arıyorum.
Sayfa 599 - İletişimKitabı okuyor
Senin için sevmek, su içmek gibi rahat bir eylem.
Sayfa 453 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
İnsanların yalan söylemesi için bir gerekçe görmediğinden, onlara inanmakta güçlük çekmiyordu. İnsanlara inanmadan, onlarla birlikte olmanın mümkün olmadığını sanıyordu. İnsanlara inanmadığı zaman,inanır görünmenin, insanlara ihanet etmek olduğunu düşünüyordu ve bu ihanetinin anlaşılmaması için, ortalıkta görünmemeyi tercih ediyordu.
Sayfa 433 - İletişimKitabı okuyor
“Yaşamak ölmek gibi değil. Bazı zorlukları var bir kere.
Sayfa 379 - İletişimKitabı okuyor
Siyah beyaz düşünce
“Beni ya şımartın, ya da kapı dışarı edin!” “Yarı içtenliğe dayanmam zor benim.”
Sayfa 384 - İletişimKitabı okuyor
Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.
Sayfa 425 - İletişimKitabı okuyor
Birini sıkıntıda görünce çocuk gibi ortadan kaybolmak istiyorum. Korkaklıktan değil; kendimi onun yerine koymaktan.
Sayfa 369 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
git
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git,
Nisan’a kaç var
“Yazmadım seni daha, Sevmeye ayırdım tüm zamanları, Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı. Ben düşünmeye başlayınca seni -Ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir- İnan ki dağlar, taşlar, inan ki bulutlar, yağmur ve kar Toprakla su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar Onlar da benimle birlikte Ve onlar da benim kadar seni düşünürler... Benim kadar diyemem ama Yemin ederim onlar da seni özler. Hep dalgınım bu günlerde Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum, Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum. Aklım başıma gelmiyor, başıma çarpmadan dallar Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum. Nisan'a kaç var diyorum saati sorarken. Hiç böyle olmamıştım. Bilenlere sordum; 'aşk bu' dediler!”
BİZİ BİZE GETİRDİN Bozkır sabahında yanan alnımı Kıyı akşamında buza getirdin Kaya gibi bomboş dikilen gibi Mahzen gibi oyup dize getirdin
Şarkısı yarıda kaldı, aklı karıda kaldı.
Sayfa 101 - İletişimKitabı okuyor
Kendini çözemeyen kişi, kendi dışında hiçbir sorunu çözemez.
Sayfa 94 - İletişimKitabı okuyor
388 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.