Ebu'd- Derdâ r.a der:
"Her insanın durumuna göre aklında bir derece noktanlık vardır. Çünkü fazladan bir dünyalık elde ettiğinde hemen sevinip neşelenmeye başlar. Halbuki günler ve geceler akıp gitmekle ömrünü törpüleyip bitirmektedir. O ise bundan bir üzüntü duymamaktadır. Ey insanoğlu yazıklar olsun sana! Azalan ömre artan malın ne faydası olur ki!..."
"Ebu'd Derda (r.a) der ki: Bilmeyenlere bir defa yazıklar olsun. Bilip de yapmayanlara yetmiş defa yazıklar olsun." Zira ilmi kendisine şahit olmuştur.
Sayfa 563Kitabı okudu
İbn Ömer (r.a) şöyle demiştir:
"Kişinin, en fazla temizlemesi gerekli şey dilidir."
Ebü'd-Derdâ (r.a) sert ve keskin dilli bir kadın görünce,
"Şayet bu kadın dilsiz olsaydı onun için daha hayırlı olurdu" dedi.
İbrahim en-Nehaî (rah) der ki:
"İnsanları iki şey helâk eder. Bunlar da fazla mal ve fazla konuşmaktır."
Sayfa 47Kitabı okudu
Ebü'd-Derdâ (r.a) der ki: Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Her kim, arkadaşını küçük düşürmek için onda olmayan bir ayıbı etrafa yayarsa, Allah'ın onu cehennem ateşinde eriterek azaba uğratması haktır."
Sayfa 211Kitabı okudu
Ebu Derdâ (r.a) der ki: "Herhangi bir kimse, yere lanet okursa, yer ona: İkimizden hangisi Allah'a daha asi ise, Allah ona lanet etsin!" der.
Afatil lisanKitabı okudu
Hala Sultan Ümmü Haram(r.a)
Fethin bittiği anlarda bir tabloyu bize aktarır Cübeyr b. Nüfeyr... [54] Diyor ki: "Fetih tamamlanınca baktım Ümmetin Hakîmi olan Ebü'd-Der dâ bir köşeye çekilmiş ağlıyor. Merak ettim yanına gittim ve dedim ki: 'Ey Ebü'd-Derdâ! Allah Müslümanları aziz kılıp, kâfirleri zelil kılmışken ve bizlere zafer bahşetmişken sen niçin ağlıyorsun?' Eliyle gözyaşlarını sildi ve bana dedi ki: 'Ey Cübeyr! Bugün biz Allah'a kul olmayı terk eden bir top luluğun nasıl zelil bir duruma düştüğünü gördük. Korkarım ki yarın kulluğu gerçek manada yerine getiremeyelim de onların durumuna düşen biz olalım."[Ss]
Alimler, Ziyad ve benzerleri gibi fazla zekâlarını şerre harcayan kişiler hakkında üstün akıl sahibi denip denmeyeceği konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları: 'Bu kişilere üstün akıl sahibi deriz. Çünkü bunlarda o akıl mevcuttur' demişlerdir. Diğer bazıları ise: 'Bunlarda hayır ve dindarlık bulunmadığı sürece onlara üstün akıl sahibi insanlar diyemeyiz. Çünkü hayir ve dindarlık aklın gereklerindendir. Bu nedenle de şer işleyen kişiye üstün akıl sahibi diyemeyiz. Belki onlara fikir ve düşünce sahipleridir deriz' dediler. Bu nedenle şöyle denmiştir.
"Akıllı kişi Allah'ın emir ve yasağını düşünen kimsedir." Hatta Şâfiî ashâbı der ki: Malının üçte birini akıllı insanlara vasiyet eden kişinin vasiyeti yerine getirilirken, o mal zâhitlere verilir. Çünkü onlar akla itaat ederek uzun ömürlü olma düşüncesine kapılmamışlardır. Lokman b. Ebî Amr, Ebu'd Derda'dan rivâyetle (r.a) Rasûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
'Ey Uveymir! Aklını geliştir ki Rabbine daha çok yakın
olasın! Ben de: 'Anam-babam sana feda olsun ya Rasûlallah! Aklımı nasıl geliştireyim' dedim. Rasûlullah da (s.a.v): "Allah'ın haram kıldığı şeylerden kaçın ve Allah'ın farz kıldığı şeyleri de yerine getir ki hakiki akıl sahibi olasın! Sonra da nâfile olan güzel ameller işle ki dünyada aklın artsın ve Rabbine daha yakın olasın ve Onunla izzet bulasın!""24
Sayfa 43 - ilkharf yayınevi
Resûlullah buyurur ki: "Kıyamet gününde ilmiyle amel etmeyen âlimlerin azabından daha büyük azab yoktur."
Ebu'd-Derda (r.a) der ki: «Bilmeyenlere bir defa yazıklar olsun. Bilip de yapmayanlara yetmiş defa yazıklar olsun.»
Sayfa 511
Ebu'd Derda (r.a.) der ki:
"Münakaşayı bırakmaman sana günah olarak yeter."
Ebü'd Derda (r.a) şöyle der :
"Her insanın durumuna göre aklında bir derece noksanlık vardır. Çünkü fazladan bir dünyalık elde ettiğinde hemen sevinip neşelenmeye başlar. Halbuki günler ve geceler akıp gitmekte ömrünü törpüleyip bitirmektedir. O ise bundan bir üzüntü duymamaktadır. Ey İnsanoğlu yazıklar olsun sana ! Azalan ömre artan malın ne faydası olur ki!..."