eyvah, kavga var, hemen bi kahve yapıp geliyim :D
(...) Ebû Bekir er-Râzî- Gerçekten de öyle oldu. Benim mekân hakkındaki düşüncem tıpkı Eflâtun’unki gibidir. Senin savunduğun ise Aristoteles’in görüşüdür. Ben zaman ve mekân hakkında bir kitap yazdım. Bu konuda daha doyurucu bilgi edinmek istiyorsan o kitaba başvur. Ebû Hâtim er-Râzî- Benim ne o kitaptaki fikirlerden, ne de Eflâtun’la Aristoteles’in bu konudaki görüşlerinden haberim var. Bırak kitap tavsiye etmeyi de kendi tezini ispatla!.. Ebû Bekir er-Râzî- Ben söyleyeceğimi söyledim. Ebû Hâtim er-Râzî- Bu konuşmadan sonra sustu ve ben kendisine dedim ki: Bu konu burada bitti; ama sen hem şu “beş ezelî ilke”den başka ezelî varlık kabul etmiyor, hem de âlemin yaratılmış olduğunu söylüyorsun, değil mi? Ebû Bekir er-Râzî- Evet. Ebû Hâtim er-Râzî- Acaba bu beş ilkeden hangisi âlemi yaratmıştır? Ebû Bekir er-Râzî- Evet. Ebû Hâtim er-Râzî- Susma konuş! Bu mesele üzerinde konuşmak sus-maktan daha iyidir. Âlemin yaratılış sebebiyle ilgili olarak dehrîlerle aramızda çok tartışmalar olmuştu. (...)
Sayfa 310Kitabı okudu
Nasıl bir ilim öğrenme/öğretme isteği
Muhammed ibn Ebi Hatim er-Razi anlatıyor: "Can çekişmekte olan babama Ukbe ibn Abdilgafir'in durumunu sordum. Sahabiliği var mı, diye. Takatsiz ve bitkin bir sesle 'Hayır." dedi." Oğulun şu ilim öğrenme hırsına bakar mısın? Babanın da öğretmek hırsına bakar mısın? Can çekişirken oğlu bir ravinin durumunu soruyor, o da neredeyse ölmüş bir hâlde, takatsiz bir sesle cevap veriyor. Babasının ölüm döşeğinde olması çocuğunun soru sormasına, zamanı değerlendirmesine ve babasından ilim almasına engel olmadı. Babası da dünyadan ayrılmak üzere ve son nefesini verirken raviyle ilgili soru sormasından dolayı üzülmedi, sinirlenmedi.! Her ikisine de helal olsun! Vakit ve ilim her ikisinin nezdinde ne kadar da kıymetliymiş."
Sayfa 86
Reklam
📚Hicret Diyarının İmamı, İmam Mâlik bin Enes Radiyallâhu Anh'ın Görüşünün Zikri Abdullâh bin Nâfi dedi ki: Mâlik bin Enes şöyle dedi: "Allâh semadadır. İlmi her yerdedir ve hiçbir şey ilminden hali değildir." Bunu, İmam Ahmed'in oğlu Abdullâh rivayet etti.[159] Ebu'ş Şeyh el-İsbahânî ve Ebû Bekir el-Beyhekî, Yahyâ bin
SubhanAllah
Abdurrahman b. Ebi Hatim er-Razi, Rey'den Mısır'a gitmişti. Mısır'a girdiğinde yanında ilim öğrenirken ken­disine eşlik eden bir arkadaşı vardı. Hocadan ders din­lemeye gittiler ve akabinde de canları balık çekti. Fakat ne geceleyin ne de gündüz balığı kızartacak vakit bula­madılar. Balık üç gün bu halde kaldı ve neredeyse çü­rümeye yüz tutmuştu. Kızartmaya zaman bulamadıkları için balığı çiğ olarak yediler. Neden hiç boş zaman bula­madılar?! Boş durmasınlar diye onları gece gündüz takip eden bir polis mi vardı?! Onlar geceleyin hocaları do­laşarak ders dinliyorlar, geceleyin de duydukları şeyleri yazıya geçiriyorlardı. Onların kendilerine ayıracak boş­lukları yoktu.
Sayfa 75 - Takdim Yayınları
Oğulun şu ilim öğrenme hırsına bir bakar mısın(nız)?
Muhammed ibn Ebi Hatim er-Razi anlatıyor: "Can çekişmekte olan babama Ukbe ibn Abdilgafir'in durumunu sordum. Sahabiliği var mı, diye. Takatsiz ve bitkin bir sesle 'Hayır." dedi."
Sayfa 86 - OTTO YAYINLARIKitabı okudu
Ebu Hatim er-Razi rahimehullah dedi ki: “Hadis ehli bir şey üzerinde ittifak ettikleri zaman bu hüccet olur.” İbnu ebi hatim, merasil, 803, 1/192
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.