Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edanur

Nurettin Topçu
"Babamın evvela talebesi, Paris'ten geldikten sonra da dostu olan Nurettin Topçu'nun da müstesna bir yeri vardı. Her hafta hocasını evinde ziyaret eder, ilmi meseleleri müzakere ederlerdi. Bu yakınlık ömürlerinin sonuna kadar devam etti. Son derece hürmetkar, nazik bir zattı. Saatlerce sohbet ettikleri halde Nurettin Bey o hürmetkar haliyle -dizleri bitişik, ellerini dizinin üstünden hiç ayırmadan- dururdu. Babam da kendisini çok severdi. Bir keresinde inandığı davaları hararetle anlatırken, karlı soğuk havada 'Karın üstünde terledim.' demişti."
Reklam
"Mehmet Akif de babamın (Celaleddin Ökten) dostuymuş. Evvelki devrini hatırlamıyorum ama hasta olarak İstanbul'a geldiği zaman Galatasaray'da Mısır Apartmanı'nda oturuyordu. Babam ziyaretine gittiğinde Akif Bey yanında bulunan şiir kitabının üzerini yazarak hediye etmiş. Babam tabii çok memnun olmuş. Onu her zaman takdirle yâd ederdi."
Celaleddin Ökten Hoca için...
"Babam çok doğru bir adamdı, ama insanlar iki türlü doğru olur; biri ip biri sopa gibi derlerdi. Babam sopa gibi doğru olanlardandı."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ayşe Humeyra Hanım'ın kutsal topraklardaki vazife döneminden...
"İsimlerdeki d yerine t yazmak manayı değiştirir. Medine'de doktor arkadaşımızdan birini tanıştırdım; ismini sordu, Hayrettin deyince 'İncirin hayırlısı ne manasız isim, hiç böylesini de duymadım.' demişti.
İzdivaç meselesinde ailenin tutumu...
"Bu arada düğün olmadan evvel, babam (Celaleddin Ökten) işiyle ilgili bir sıkıntı yaşamış. Liselerde Arapça ve din derslerinin lağvedilmesine muhalefet ettiği için öğretmenlikten el çektirilmiş. Anneanneme; 'İşimi kaybettim, belki kızınızı vermek istemezsiniz' diye haber göndermiş. Anneannem de; 'Biz kızımızı hocanın vazifesine değil şahsına veriyoruz.' demiş."
Reklam
Cumhuriyetin ilk dönemleri...
... "Bir önceki neslin kıymeti, değeri olarak kabul edilen 'yaşlılar/büyükler', yeni toplum hayatında 'ülkeyi geri bırakanlar' olarak tanımlanıp değersizleştirilmiştir. Psiko-sosyal açıdan dönemin incelemesi yapıldığında yaşanan ızdırap travmatik duruşları göz önüne serecektir. Bir başka resim de yaşanılan dönemde dini davranma biçimlerinin sosyal hayatta yeri olmadığını aşikar etmektedir. Bayramlarda ikram edilen 'likör' yeni toplum hayatının dindarlık örüntüsünden sıyrıldığını göstermek açısından önemli bir simgedir."
"İnsan öldürenin ruhu kanar. Kötü bir insanı öldürünce kötülüğü de yok ettiğini sanırsın, sonra bir bakarsın ki yok ettiğini sandığın kötülükten daha beteri senin içinde büyüyor."
Sayfa 89
"Hiçbir insan akşama çizmeye mi, yoksa ölü terliğine mi ihtiyacı olacağını bilemez."
Sayfa 51
“O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediğini çocuktur, onu eğitin. O ki, bilmiyor bilmediğini cahildir, ondan uzak durun. O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini belki uykudadır, onu uyandırın. O ki, biliyor ama biliyor bildiğini bilge kişidir, onu izleyin.” Hacı Bektaş-ı Velî
Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olurlarsa asi olurlar. Eğitimsiz insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olurlarsa haydut olurlar. -Konfiçyüs
Reklam
Non esse lex quae justa non ferit: “Adil olmayan kanun, kanun değildir.” -St. Augustinus
Siyaset mahkeme salonlarına girdiği anda adalet oradan çıkar. -Guizot
Vicdan akıl ile birleştiğinde adalet duygusu ortaya çıkar.
Justitia est honeste vivere, alterum non laedere, suum cuique tribuere: “Adalet, onurlu yaşama, başkasına zarar vermeme ve herkese hakkını vermektir.”
“İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşeilerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.”
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.