Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eda Tülüce

Unutma Yaradan'ın senin kapılarını açmamasının sebebi senin bu maskelerini çıkarma gücüne ulaşman içindi. Sen bu güce ulaşmadan kapıların hep yarım kalacak. Asla istediğin gibi tam açılmayacak! Çünkü bu kötü diye diye nitelendirdiğin özelliklerini kabul etmen hala gücü dışarıda aramandır. Gücünü inkar etmendir. Çünkü güçlü olan kişi içinde her özelliğin olduğunu kabul eder. Eksiklerinden, hatalarından korkmaz.
Sayfa 99 - Destek Yayınları
Reklam
Dışarıdan bakan birisi için, kamp yaşamına ilişkin duygusallık ve acımayla karışık yanlış bir fikir edinmek kolaydır; çünkü tutuklular arasında egemen olan çetin varolma savaşı konusunda bir şey bilmez. Bu, gündelik ekmek için, yaşamın kendisi için, kişinin kendi yaşamı ya da iyi bir dostun yaşamı için verilen amansız bir mücadeleydi.
Şimdi bize, Dostoyevski'nin sözlerinin doğru olup olmadığı sorulacak olursa, cevabımız, "Evet, insan her şeye alışabilir, âmâ nasıl olduğunu bize sormayın. "olacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tutuklunun ruhsal tepkilerinin ikinci evresinde ortaya çıkan semptomlar, duygu yitimi (apati), yani kişinin hissetmeyi göze alamadığı coşku ve duygularını köreltmesiydi; bu da sonunda tutukluyu, her gün her saat karşı karşıya olduğu dayağa karşı duyarsızlaştırıyordu.
Benzer şeyler yaşamayan birisi, açlıktan ölmek üzere olan bir insanın yaşadığı, ruhu yok eden o zihinsel çatışmayı ve irade gücünün ezilişini kolay kolay kavrayamaz.
Reklam
İnsan yaşamının değerini ve insan onurunu tanımayan, kişiyi iradeden yoksun bırakan ve ( fiziksel kaynaklarından son kırıntısına kadar planlı olarak yararlandıktan sonra) imha eden bir dünyanın etkisi altında, kişisel ego sonunda değerini kaybediyordu.
Sayfa 67
Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok çok ötesine geçer. Sevgi en derin anlamını, kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulur.
Sayfa 53 - Okuyanus
Hiçbirimiz kendimize ait yerlerde gezinmiyoruz. Birbirimize nasıl bakacağımızı bilmediğimiz için. Hiçbirimiz basit, yalınkat görmüyoruz kendimizi de, başkalarını da. Kendimizde ve onlarda olmayan nitelikleri yakıştırarak bakıyoruz.
Sayfa 89
İşte o anlamadığın tarafıma yakalanıyorsun sen, dedi, bildim mi? Oysa basit biriyim. Sense gözünde her şeyi büyütüyorsun. Olduğu gibi göremiyorsun, büyüteçle bakıyorsun.
Sayfa 88 - İz Yayıncılık
Ama beni rahatlatmadı bu söz, diyorum. İnanmıyorsun da ondan, diyor ,hem kendine inanmıyorsun, hem bana. Hayır, uydurma bir şey yaptığın için inanmıyorum. Belki bu da var, ama sevebileceğime inanmıyorsun, hem de seni sevebileceğime.
Sayfa 92
Reklam
Senin içindeki sezgiyi anladığımı anlatmak istiyorum, ben de aynı şeyleri hissediyorum belki, ama bir şeyi değiştirmiyor bu.
Sayfa 76 - İz Yayıncılık
O şimdi kendinden kaçmayı yaşıyordu. Nasıl başarabilirdi bunu? Böyle bir şey yapabilir miydi? Aslından kendinden kaçmak isteye isteye buraya, bu, şimdi neresi olduğunu bilmediği yere gelmiş değil miydi?
Sayfa 58 - İz Yayıncılık
Eğitilmemiş olduğunu duyumsuyordu. Kendisine söylenen güzel sözlere verebilecek yanıtları bulamamaktan üzülüyor, dahası utanıyor ve kahroluyordu.
Sayfa 55 - İz Yayıncılık
Madem ağladım, madem ağlıyorum, ağlayabiliyorum, öyleyse bindörtyüz yıl önceki insanlarla benim aramda, o günün insanlarıyla şunlar arasında kesintisiz bir bir ilgi olmalı, değişmeyen, insanı sarsan, derinden kavrayan ilintiler olmalı diye düşünüyordu. İşlediği günah ve günahlar yüzünden bir pişmanlık duymuşsa ve bu pişmanlık yüzünden ağlamışsa bunun bir anlamı olmalı diyordu.
Sayfa 45 - İz Yayıncılık
Yalnız sözcüğü bile hemen bir yara gibi olduğunu hatırlatır. Onu doldurması gereken bir şeye ihtiyaç vardır. Bir boşluk vardır ve acıtır, bu boşluğa bir şey koymak gerekir. 'Tek başına olmak' ta böyle bir yara doldurulması gereken bir boşluk vurgusu yoktur. Tek başınalık sadece bütünlük anlamına gelir.
Butik Yayıncılık
144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.