Kitabın ortasındaydım ilk incelememi yaptığımda.Bitirdiğimde ise kitabın daha düzgün,daha üstüne düşünülmüş bir incelemeyi hak ettiğine karar verdim.Kitap postmodern roman özellikleri taşıdığı için herkesin seveceği bir kitap değil.Geçen sene başlamıştım ilk kez,çok kafam karışınca kütüphaneme geri koyarak uzun süre oradan çıkarmadım onu.Bu sene okuduğumda ise elimden düşürmedim,saatlerce okuduğumu hatırlıyorum.Romanı okurken kendimi sürekli Selim’le bağdaştırmıştım.Ufak alışkanlıklarını bile kendiminkilere çok benzetmiştim.Selim’i kitap boyunca çok sevdim.Günseli ve ikisini de çok sevmiştim.Zavallı Selim böyle devam edemezdi.Zavallı Günseli ise yalnız kaldı.Kitap boyu Selim’e üzülmeyeceğimi düşünmüştüm.Selim yaşarken acı içindeydi ve kendini öldürmesi onun kendisi için yaptığı tek şeydi.Kendini öldürmesini acılarını dindirmesi olarak yorumlamıştım.Ancak Selim’in hikayesini daha çok öğrenip onu daha çok tanıdıkça Selim’le birlikte ben de acı çekmeye başladım.Onun buhranlarını yaşamaya başladım.Ama belli bir süre sonra çok üzülmeye başladım.Selim’in bu kadar acıyı yaşamasına,bir türlü hayata tutunamamasına çok üzüldüm.Günseli’yi terk etmek zorunda kalmış olmasına çok üzüldüm.Kitapta çok yerin altını çizdim,sürekli okuyorum.Her okuduğumda yeni güzel cümleler çıkıyor ortaya.Tutunamayanları seveceğimi hiç düşünmezken en sevdiğim haline geldi.Bitirince bir kaç gün sürekli düşündüm,boşlukta kaldım.Artık bu kitabı hiç unutamayacağımı biliyorum,Selim’i her daim yanımda taşıyacağımı biliyorum:’)