Başın Üstünde Bir Dünya Geçer
Doğrulsun yere batan kökler, köhne rutubetten daha saf nem var. Kuru kalsın nedir yaş olsa ne, taze çiçeğe sor nehrin sularını. Eğildiğin yeter! İki büklümünde köprüler, başın üstünde bir dünya geçer. Ölü olmak nedir diri olsa ne, faniye sor ömrün kalıntısını. Yaşasın mezarına ev dikenler, küstah nefisten daha ölüsü ne var. Edebi getiren ebediyet elbette, edeni mesul eden daha adil bir karargah var. Eğildiğin yeter! iki büklümünde köprüler, başın üsütünde bir dünya geçer. Ahsen Tosun
Edebiyat ile ebediyet farklıdır. Sen ben edebî bir şeyler karalarız, dilimiz döndüğünce. Sabahattin Ali, Nâzım falan ise ebedî eserler yazar; Sonsuzluğu yakalarlar satırlarda.
Reklam
Gilles Deleuze ile söyleşi - A'dan Z'ye
“A” Animal [Hayvan] Bir hayvanda beni etkileyen şey nedir? Beni etkileyen şey, evvela her hayvanın bir dünyaya sahip olması, bu çok merak uyandırıcı, çünkü öyle çok insan var ki, bir dünyası bile yok; bir dünyası olmayan bir sürü insan. Bunlar herkesin hayatını yaşar, yani herhangi birinin ve herhangi bir şeyin. Oysa hayvanlar, onların
NASIL BİR YOLDAŞ
Gözü, yüzü güzel olanı değil, Özü, sözü, gönlü güzel, özel olan olmalı hayatımızda. Yüz güzelliği biter de diğerleri bitmez, onlar hep daha da güzelleşir, özelleşir, değerlenir. Yüzü güzel olanla değil, sohbeti, vefası, ilmi, edebi güzel olanla çık ebediyet yolculuğuna. Davası olan biri olsun gönül heybende ve yanında, yurdunda.
Menkıbe, kıssa, hikâye, roman. Yavuz Bahadıroğlu
Özellikle genç okuyucularım romanın mahiyetini me­rak ediyor. Neden Osmanlı’nın romana ilgi duymadığını, romanla İslam’a hizmetin mümkün olup olmadığını öğ­renmek istiyorlar. Anlatmaya çalışayım… Öncelikle belirteyim ki, romanın, hareket noktası teş­hirdir. Kişiyi topluma, toplumu topluma, ya da aksaklık­ları topluma teşhir eder. Bunun ise
Kalbin Vîrâneliği: KİBİR Osman Nuri Topbaş YÜZAKI DERGİSİ Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri Yıl: 2017 Ay: Mayıs Sayı: 147 Mücerred hakikatler, teşbih ve temsillerle müşahhas hâle getirilince; kalpler, onları çok daha iyi idrâk eder. Hazret-i Mevlânâ; mânevî kıymetlerin şeytan ve nefsin hilesiyle nasıl