Beynin kaydettiği bu gelişimler, tannları tasavvur edebilmek için gerekliydi. Homo habilis iken, homininler yaklaşık 2 milyon yıl önce beyin büyüklüğü ve genel zekâ düzeyinde onemli bir artış yaşadılar. Homo erectus iken, yaklaşık 1,8 milyon yıl öncesinden başlayarak bir özfarkındalık kazandılar. Arkaik Homo sapiens olarak ise yaklaşık 200.000 yıl öncesinden başlayarak diğerlerinin düşüncelerinin farkinda olmayı başardılar ki bu genel olarak bir "zihin kuramı” na sahip olmak şeklinde ifade edilir. Erken dönem Homo sapiens iken, yaklaşık 100.000 yıl öncesinden başlayarak, kendi zihinlerinden geçenleri derinlemesine düşünebilmelerini sağlayan içebakışçı bir beceri geliştirdiler. Böylece, sadece başkalarının ne düşündükleri hakkında değil, başkalarının onlarla ilgili düşünceleri ve bu düşüncelere gösterdikleri tepkiler hakkında da düşünebilmekteydiler. Son olarak, modern Homo sapiens olarak, yaklaşık 40.000 yıl önce başlayan ve yaygın olarak kendimizi geçmişte ve gelecekte düşünebilme becerisini yani "otobiyografik bellek" diye adlandırılan bir özelliği geliştirdik. Böylece geleceği öngörebiliyor ve daha ustalıkla planlayabiliyorduk. Bu sayede hominin tarihinde ilk defa, ölümün kişisel varlığımızın son bulması olduğunu tamamıyla anlayabildik. Ve ilk kez, ölen atalarımızın var olmayı sürdürebilecekleri yerler dahil ölüme alternatif seçenekleri gözümüzün önüne getirebildik
Patrick McNamara, Tanrıların ve onlara eşlik eden dinlerin varlığının, modern Homo Sapiens’i hominin atalarımızdan ayıran en belirgin özelliklerden biri olduğunu ileri sürer
Reklam
Başlangıçta, tanrıların sorumlulukları yaşamın kutsal yönleri ve ölüm meselelerine odaklanmaktaydı. Bununla birlikte, siyasi liderler kısa sürede tanrıların işe yaradığının farkına vardılar ve onlara adaletin uygulanması ve savaş açma gibi giderek daha fazla seküler görevler verdiler. İki bin beş yüz yıl öncesine gelindiğinde, büyük dinler ve uygarlıklar örgütlenirler, din ve siyaset de birbirlerini destekliyordu
Otobiyografik belleğin ve diğer bilişsel becerilerin kazanılması, yaklaşık 12.000 yıl öncesinden başlayarak tarım devrimine yol açmıştır. Bu gelişme insanları ilk kez köy ve kasabalarda yerleşmek üzere bir araya getirmiş ve çarpıcı bir nüfus artışına neden olmuştur. Bir yerde yaşamak, ölülerin de yaşayanların yanina gömülmesine olanak tanıdı; sonuç olarak, atalara ibadet giderek önem kazandı ve daha karmaşık bir hâl aldı. Nüfus arttıkça, kaçınılmaz olarak ataların hiyerarşileri de ortaya çıkti. Bir noktada, muhtemelen 10.000 ila 7.000 yıl önce, atalarımızın çok önemli birkaç tanesi görünmez bir çizgiyi aştı ve kavramsal olarak tanrılar hâline geldi.
İnsandaki yüksek bilişsel işlevlerin neredeyse tümü gibi, tanrılarla ilgili düşünceler de birden fazla beyin alanından oluşan bir ağın ürünüdür.
Stephen Jay Gould'un belirttiği gibi: "Kozmik bir felaket dinozorları kurban etmeseydi belki de yaşadığımız gezegende bilinçlilik hali evrilmeyecekti."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.