Kaynadı mevsimlerin
konar göçer hisleri,
Ellerin,
Parmakların,
Ahu gözlerin
Ve dillerin
Tatlı namelerinden ruhumu demlesem bir bakır semaverde,
Gel artık
Yer bizim,
Gök bizim!
Damla damla saçtığın incileri topluyorum göğsümde,
Kalbim;
İşte bizim küçük balkonlu yeni evimiz...
1900lü yılların başında Giresun’da doğan Eftelya’nın kısa hikayesi bu. Daha küçücük bir çocukken annesini kaybeden; savaşlar, mübadeleler ve takip eden büyük değişim dönemlerinde kendine önce anlamlı bir gelecek, olmayınca geçinecek bir iş bulmaya çabalayan bir kadının öyküsü… Her ne kadar Korovinis ile tanıştığında 80 yaşını aşmış da olsa, bence
Yüzünde kabulleniyorum yaşamı.
Görüyorum hüznüne bağdaş kurmuş bir Dünyayı.
Sabrından çatlamış Ay sığınır
barınmak için ihtiyaç duyduğum kollarına.
Bir başkası için kederlenir gibi sıcak ellerin!
Çünkü vur emriden kaçan günahsız sanıklar saklanır boynunla saçlarının arasına!
Göğsünde dinlenir Yedi uyurlar bir vakit nüksedecek vuslatlara.
Çırpınır sensiz karalarda bir Eftelya!
İhanet yüzüne en uzak olan coğrafyalarda açılır.
Davut Işık
"Sizinle aynı konumda olmaktansa
Tugay Demir ÇEVİKER ile aynı
konumda olmayı yeğlerim. Çünkü onunla aynı yolda yürüyoruz."
"Bakma öyle, kimilerine göre itibar,
bana göre seninle göz göze gelmek.
Senin diz çöktüğün yerde ben
ayakta kalmam."
#BL🐊
#Eftelya Atalar
İmza günü için gittiğimde yaşına rağmen gayet beni dinç ve neşeli bir gülümseme ile "demek adın Eftelya, şu deniz kızlarının kraliçesi olan..." demiş ve 2 saat boyunca utancımdan pancar gibi ortalıkta dolanmak zorunda kalmıştım... Şahane bir insan kendileri... Bu eseri de diğer eserleri gibi yalın ve insanın mantolunu doyuran şahane bir eser olmuş...
50'li zamanların Türkiye'sini 4 küçük öyküyle özetleyen yazar insanın derinlerindeki ruh hallerine, toplum psikolojisine ve yer yer Yeşilçam tadındaki duygusallığıyla insanı etkiliyor.. Ben kan hikayesindeki beğendim çünkü güzel vurguları beni gerçekten memnun etti diyebilirim...
Okuyun, okutun efendim...
İncelemem çok uzun olacak.Hayatımın çok özel neferlerinden biri kabul ettiğim,dünya şairi,kavga ve dava adamı Nazım Hikmet'i incelemeye ne kadar haiz,ne kadar muvaffak olabileceğimi bilmiyorum.Onun için kitaba ve ona dair yazdıklarım,inceleme değil ancak ufak hususiyetler olabilecektir düşüncesindeyim.Pablo Neruda'nın,Jean Paul Sartre'nın,Bedri