Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Mahluk iyi mi? Sarhoş mu bu hayvan?" Cihan sebebini anlatınca Sinan babacan bir edayla tatlı sert baktı. Çingenelere para verip yardımları için teşekkür etti.. Sonra Cihan 'a döndü. "Sarhoş fille cami inşa edemem.. Erkence gidin bugün, Çota ayılmadan da gelmeyin." "Peki usta" dedi Cihan, boğazı kurumuştu. "Kızdın mı bana?" Sinan' ın yüzü yumuşadı. "Kızdım evet. Hayata tutunmanın bir yolunu buluyorsun hep. Takdire şayan. Fakat senin şu merakını ne yapacağız bilmem. Bak gene meraktan geldi bunlar başına. Sana bela olur diye endişelenirim." Güldü Cihan. Annesi ya da ablası gibi konuşmuştu Sinan. Derken ustası hiç beklemediği bir şey söyledi." Tedrisini (ders, eğitim - öğretim) hızlandırmamız gerek." " Nasıl? " " Eh, kafanı iyice meşgul edelim ki yanlış yerlere kaynasın. Mektepteki derslere devam et. Artakalan vakitte Yusuf ile riyaziyat, Davut ile hendese, Nikola ile resim çalışacaksın. "
Sayfa 163 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.Kitabı okuyor
Irkçılık, komünizm ve benzerleri tohumları saçtılar islâm ülkelerine. Cinsî ahlakı, saygı ve sevgi ahlâkını soysuzlaştırmak için, çekici ve şoke edici modern metotların hepsini kullandılar. Kaya gibi sağlam millet ruhunu uzun süre sarsamadılar bile. Ama, aydın denilen tabakada bir takım gedikler açmasını becerdiler. Ve o gediklerden girerek, demir gibi sert millet ruhunu fareler gibi kemirmeye başladılar. Ağızlarından demir eritici asit salyalarını salgıladılar. Önce geçmişle kültür ilgisini kesmeyi başardılar. Milleti, kendini kuran, ruh ve aksiyon kahramanlarının hatırasından uzaklaştırdılar. Batı propagandası, resmi eğitim ve öğretim programı halini aldı. Kendi bilginleri, şairlerini, her alandaki sanatçılarını, kendi devlet adamlarını tanımayan, kendi kültür ve medeniyetine yabancı nesiller yetiştirmenin düzeninin kurulmasını sağladılar. Ancak bütün bunlara rağmen ...
Reklam
TÜRK TÖRESİNDE İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK ÖZGÜR VE HUZURLU YAŞAMANIN TEMEL ŞARTIDIR Bugün devrim sonrası kapatılacak olan siyasi partileri yöneten siyasiler (iktidar+muhalefet dahil) toplumun iyi yetişmiş olması gibi bir dertleri olmadığını artık her Türk yurttaşının bunu idrak etmiş olması gerekir. İlk halk diktatörü Adnan Menderes'e köy
KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ ZARAR EDİYOR YALANI 12 Eylül darbesi sağ sol kavgasını bitirmeye yönelik bir darbe değildi. Bilakis 12 Eylül askeri darbesinin taşlarını döşemek için sağ sol kavgası batı şerri tarafından içinize bilinçli sokulmuş bir nifaktı. 12 Eylül askeri darbesinin asıl yapılma sebebi 1950 tarihinde para ağaları yararına ve
OSMANLI’DA KADINLARIN KURDUĞU EĞİTİM VAKIFLARI Osmanlı’da kadınların kurduğu vakıflar çok geniş bir yekûn tutar. Dinî kurum ve hizmetler, sağlık ve sosyal hizmetler, bayındırlık ve beledi hizmetlere yönelik vakıflar kuran kadınlar, eğitim ve öğretim hizmetleriyle ilgili vakıflara da ağırlık vermişlerdir. Eğitim kurumları inşa etmeleri ya da var olan eğitim kurumlarının çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için tasaddukta bulunmaları Osmanlı kadınlarının şefkatini, merhametini, eğitimli bir nesil yetiştirme bilincinde olduklarını göstermektedir. Örneğin, Valide Sultan ve Hanım Sultan vakıfları, Osmanlı kadınlarının cömertliğinin bir göstergesi olmuş, halkın gözünde yöneticilerin prestijlerini ve meşruiyetlerini artırmıştır. Hürrem Sultan, Haseki semtinde, bünyesinde bir medrese ve mektebin de yer aldığı bir külliye inşa ettirmiştir. Bezmiâlem Valide Sultan da kurduğu vakıf kütüphanesi ve eğitim kurumlarıyla ön plana çıkmıştır. Nurbanu Sultan Üsküdar’da içinde bir medrese de bulunan Atik Valide Külliyesi’ni Mimar Sinan’a yaptırmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı
OSMANLI’DA KADINLARIN KURDUĞU EĞİTİM VAKIFLARI 29 Şevval 1445 De ki: İster ona inanın ister inanmayın! Çünkü o (Kur’an) daha önce kendilerine ilim verilenlere okununca, hemen yüzüstü secdeye kapanırlardı. (İsrâ, 17/107) Osmanlı’da kadınların kurduğu vakıflar çok geniş bir yekûn tutar. Dinî kurum ve hizmetler, sağlık ve sosyal hizmetler, bayındırlık ve beledi hizmetlere yönelik vakıflar kuran kadınlar, eğitim ve öğretim hizmetleriyle ilgili vakıflara da ağırlık vermişlerdir. Eğitim kurumları inşa etmeleri ya da var olan eğitim kurumlarının çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için tasaddukta bulunmaları Osmanlı kadınlarının şefkatini, merhametini, eğitimli bir nesil yetiştirme bilincinde olduklarını göstermektedir. Örneğin, Valide Sultan ve Hanım Sultan vakıfları, Osmanlı kadınlarının cömertliğinin bir göstergesi olmuş, halkın gözünde yöneticilerin prestijlerini ve meşruiyetlerini artırmıştır. Hürrem Sultan, Haseki semtinde, bünyesinde bir medrese ve mektebin de yer aldığı bir külliye inşa ettirmiştir. Bezmiâlem Valide Sultan da kurduğu vakıf kütüphanesi ve eğitim kurumlarıyla ön plana çıkmıştır. Nurbanu Sultan Üsküdar’da içinde bir medrese de bulunan Atik Valide Külliyesi’ni Mimar Sinan’a yaptırmıştır. II. Dünya Savaşı sona erdi. (1945) Vakıflar Haftası (8-14 Mayıs) Bugün Greenwich saati ile 03.22’de içtima, 16.19’da Ru’yet olacak ve hilal ilk defa Asya Kıtası’nın ortasından itibaren görülmeye başlayacaktır. #diyanettakvimi
Reklam
Eğitimci, öğretimci değilim fakat bazı bildiklerimi size anlatacağım. Geçenlerde integral müfredattan kalktı diye feryat etmiş bazı insanlar. Yurtdışında türev integral gibi dersleri üniversitede öğretiyorlar öğrencilere. Seçtiği dallara göre şekilleniyor öğretim. Ülkemizde liseden itibaren bütün öğrencileri doktor olmak hukukçu olmak için yarıştırıyorlar. Sonuç ne oluyor? Aslında iyi bir müzisyen,iyi bir mimar, iyi bir sanatçı, iyi bir mühendis vb olabiliyorlar. Neden yeteneklerine, ilgi alanlarına göre şekillendirmiyorlar öğrencileri? Bize hep yetersiz taraflarımızı söylediler:“Sen edebiyatta, matematikte yetersizsin onlara çalış.” dendi. Biz hep kendimizi yetersiz hissettik. Halbuki ilgi alanlarımız ya da yetenekli olduğumuz alanlarda kendimizi geliştirmek ve iyi duruma getirmek en doğrusuydu. Biz bunu yapmadık ya da yapamadık. Yurtdışında böyleydi, onlar iyi oldukları konularda en iyisi olmayı hedeflediler ve başarılı oldular. İlkokuldan lise sona kadar 8-10 sene boyunca yabancı dil eğitimi aldık. Sonra ne oldu? Gramer öğrettiler. İngilizce konuşmayı bilmiyoruz. Neden? Çünkü bize İngilizce konuşmayı öğretmediler. İngilizler, Amerikalılar bile grameri bizden daha iyi bilemez buna eminim. Ama konuşuyorlar ve iletişim kurabiliyorlar. Suriyeliler de konuşuyor İngilizce. Biz niye konuşamıyoruz? İşte bu yüzden eğitim modelleri ve eğitim politikaları yüzünden.
Eğitimde müfredat oluşturmak, sınırları belirlenmiş ve ne bilmesi isteniyorsa onu öğretmek için yapılandırılan bir sistemdir. Bir açıdan bakıldığında iyi bir şeymiş gibi gözükebilir. Hatta belli alanlarda öğrenme zorluğu yaşayan bireyler için zorunludur bile denilebilir. Lâkin bilgi sınırlı alanlara hapsedildiğinde dar bir görüş yaratır. Şayet
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: II. Dünya Savaşı sona erdi. (1945) Vakıflar Haftası (8-14 Mayıs) Bugün Greenwich saati ile 03.22’de içtima, 16.19’da Ru’yet olacak ve hilal ilk defa Asya Kıtası’nın ortasından itibaren görülmeye başlayacaktır. De ki: İster ona inanın ister inanmayın! Çünkü o (Kur’an) daha önce kendilerine ilim verilenlere okununca, hemen yüzüstü secdeye kapanırlardı. (İsrâ, 17/107) Diyanet Takvimi Arka Yüz: OSMANLI’DA KADINLARIN KURDUĞU EĞİTİM VAKIFLARI Osmanlı’da kadınların kurduğu vakıflar çok geniş bir yekûn tutar. Dinî ku- rum ve hizmetler, sağlık ve sosyal hizmetler, bayındırlık ve beledi hizmetlere yönelik vakıflar kuran kadınlar, eğitim ve öğretim hizmetleriyle ilgili vakıflara da ağırlık vermişlerdir. Eğitim kurumları inşa etmeleri ya da var olan eğitim kurumlarının çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için tasaddukta bulunmaları Osmanlı kadınlarının şefkatini, merhametini, eğitimli bir nesil yetiştirme bilincinde olduklarını göstermektedir. Örneğin, Valide Sultan ve Hanım Sultan vakıfları, Osmanlı kadınlarının cömertliğinin bir göstergesi olmuş, halkın gözünde yöneticilerin prestijlerini ve meşruiyetlerini artırmıştır. Hürrem Sultan, Haseki semtinde, bünyesinde bir medrese ve mektebin de yer aldığı bir külliye inşa ettirmiştir. Bezmiâlem Valide Sultan da kurduğu vakıf kütüphanesi ve eğitim kurumlarıyla ön plana çıkmıştır. Nurbanu Sultan Üsküdar’da içinde bir medrese de bulunan Atik Valide Külliyesi’ni Mimar Sinan’a yaptırmıştır. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Reklam
Her İşin Başı İslâm
Muaz Ibni Cebel Radiyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “- Tamamıyla işin aslını (başını, temelini) haber vereyim mi sana?” “- Ver, Ya Rasûlallah!” “- İşin başı (aslı) İslâm’dır...” ( Tirmizî, İman 8; İbn Mâce, Fiten 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 236, 237) Her şeyin temeline İslâm’ı
Şeytan Tanrı'da Benim Diyordu? Hala Diyor! İnsan olmayanı ya da olmak istemeyeni zorla insan yapacak durumda değiliz. Herkes kendi yolundan gitmeye serbesttir. Türk'ün içinde yaşayıp düzenini bozmaya kalkmayı, onu kendine kul köle etmeye kalkmayı kabul etmiyoruz. Ne zaman kabul etti ki Türkler? Bizi yaratan Tanrı kendini tanrı
Atsız'ın 1952 yılında yaptığı bir iş daha vardı. Eşi Bedriye Atsız'ın da yazarı bulunduğu tarih ders kitaplarının yazımında ona yardım etmek. İnkılâp Kitabevi, yayımlamak istediği lise tarih kitapları için Bedriye Atsız ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Hilmi Oran ile anlaşmıştı. "Zaman sınırlıydı ve kitapların 1952-1953 eğitim
Atsız'ın 1952 yılında yaptığı bir iş daha vardı. Eşi Bedriye Atsız'ın da yazarı bulunduğu tarih ders kitaplarının yazımında ona yardım etmek. İnkılâp Kitabevi, yayımlamak istediği lise tarih kitapları için Bedriye Atsız ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Hilmi Oran ile anlaşmıştı. "Zaman sınırlıydı ve kitapların 1952-1953 eğitim öğretim yılına yetiştirilmesi gerekiyordu. Kitapların Türk tarihi ile ilgili bölümlerini Atsız yazıyordu. O yaz, çok kere Maltepe'deki evde yapılan hummalı çalışmalarla geçti. Kitaplar yayımlandığında, kapaklarında Bedriye Atsızla diğer tarih öğretmeninin adları görülüyordu. Atsız'ın adı, tek parti dönemindeki kadar olmasa bile yine de 'sakıncalı' sayılıyordu." (Deliorman 2013: 98). Kitaplar İnkılâp Kitabevi tarafından 1953 yılında "Yeni Lise Ders Kitapları-Tarih I-IV" adıyla yayımlandı.
Mobbing Bank Diyor ki;
Yaşam Kalite Düzeyimiz Nasıl Artabilir? Yaşam kalite düzeyimizin artabilmesi için ilk önce ortadoğu ve batı sömürge zihniyetinden uzaklaşmamız gerekir. Yirmi yıldır dinci siyasi ideolojik bataklık ülkemizi böyle bir felakete batının ülkemiz üzerinde bir asır önce ki planlarına hazırlık amaçlı bir çabaya dönüşmesine yol açtı. Bir asırlık
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.