"..Her zaman öyle değil midir? Mutsuz olduğumuz zamanlar başkalarının mutsuzluğunu daha bir derinden duyarız. O zamanlar duygular incelip güçleniyor.."
"Şu beş şeyin kıymetini bilin diyor Efendimiz; hastalanmadan önce sağlığın kıymetini, mesuliyetten önce boş zamanın kıymetini, yaşlanmadan önce gençliğin kıymetini, fakirliğe düşmeden önce zenginliğin kıymetini, ölmeden önce hayatın kıymetini..."
"İnsanlar uzaktayken elden bir şey gelmez deyip trajediye gözlerini kapatırlar ancak korktuklarını bahane ederek yanlarında olan olaylara da yaklaşmazlar. İnsanların geneli hissederler ama harekete geçmezler. Acıyı paylaştıklarını söylerler ama hızlıca unutuverirler.."
"Kitaplar farklıydı. Çünkü kitaplarda boş yer çoktur. Hem kelimeler arasında hem de satırlar arasında boşluklar vardır. Bunların içerisine girip oturabilir, aralarında yürüyebilir ya da boşluklarına düşüncelerimi bile yazabilirim..."
"Hayat sonuna kadar sarılan bir makara gibi, günün birinde makara boşalıyor ve insan başladığı yere geri dönüyor. Bu yüzden nereye, hangi yöne gidersek gidelim, sonunda hep kaçtığımız kendimiz çıkıyor karşımıza."
"Hatırlamak, akla düşmektir; toplu iğne olup batar ruhumuza başımızdan geçenler...Devrim gibidir hatırlamak. Birdenbire gelir.
Unutmaksa..Yavaştır unutmak, yavaş olan her şey gibi biraz uykuya benzer. Ölüm dahil hiçbir uyku sonsuz olmadığına göre, tamamen unutmak neredeyse imkânsızdır."
"Dünya mantık yürütemeyeceğin, aklının almayacağı şeylerle dolu. Böylesine sıkıntıyla kaplı bir dünyada yaşam sürebilmek için en iyi silah, mantık ya da kas gücü değil, mizahtır."