" Bir kişinin yolunu kaybetmiş bir yolcuyu yanlış yöne yöneltmesi ve sonra onu yanılgısıyla baş başa bırakması çok çirkindir, ama birisinin kendisini yoldan çıkarmasıyla kıyaslandığında o da bir şey midir? Yolunu yitirmiş yolcunun hiç olmazsa çevresindeki görünümün sürekli değişmesi ve her değişimle de yolunu bulma umudunun doğması gibi bir tesellisi vardır. Kendi içinde yoldan çıkmış bir adamın ise manevra yapacak yeri daha dardır; çok geçmeden kurtulamayacağı bir çember içinde dönüp durmakta olduğunu görüverir. Adamın gidişatı sanırım hep böyle, hatta bundan daha da korkunç düzeyde olacaktır. "