Ana gibi yar olmaz dedim aldım elime Maksim Gorki'nin kitabını. Ama baktım ki Kitapta ana metaforundan çok hayat mücadelesi varmış. Ekmek kavgası, özgürlük isteği vs.
Bu kitabı okurken insan dönüşümüne şahit oluyorsunuz. Bir nebzede dünyanın değişebileceğini hissediyorsunuz. Filmi var mı bilmiyorum ama olsa gayet güzel olur diye de düşünüyorum.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,6bin okunma
Bir yanda 1917 Rus devrimi öncesi yazılan bir kitap, diğer tarafta 2017'de yaşanan gerçekler.
İki farklı ülke ve yaşanan ortak insalık sorunları.
Anlatacaklarım için eserle ne alakası var demeyin. Kitabı okuduğunuz zaman parmak bastığım yarayı göreceksiniz. Yani ben öyle umut ediyorum.
Flaubert, hissederek yazmak için Emma'nın arseniğinden
Sahi siz duydunuz mu sustuklarımızı?
Hayat devam ediyor… mu gerçekten?
Birinci yıl… Bir yıl 365 gün müydü? Peki neden ben 365 yıl geçmiş gibi ama aynı zamanda da bir saniye bile geçmemiş gibi hissediyorum?
Bir daha gökyüzünü, güneşi, denizi, sevdiklerinizi göremeyeceğinizi, artık her şeyin bittiğini düşünüp yaşamdan koptuğunuzu hissettiniz mi?
Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu...
Ben işçi çocuğuyum evladım,
demiryolu atölyesi işçilerinden
emekli Şükrü nün oğluyum
ekmekle doydu karnım
ekmekle avutuldum
ekmekle korkutuldum.
Sen sofraya havyar da koysan kuzu kızartması da
önce ekmeğe varır elim
çilemin adı benim
ekmek kavgası...
/ hasan hüseyin korkmazgil
Günün birinde bir kitap sözlüğü yazmaya yeltenirsem (ki en büyük idealim) karşısına ''nitelikli roman" açıklamasını hiç tereddütsüz gönül rahatlığı ile yazabileceğim muhteşem bir eserdi Nişanlılar...
Derinliği, detayları ve yoğunluğu, kitap hakkında layığıyla bir tanıtım yazısı yazmama mani olacak düzeyde boyumu aşsa da, iki çift laf edip
"Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu..."