Kitabı yorumladığım video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz youtube.com/watch?v=vaXV9Ct...
Aslında bugün çok ilginç bir kitabı yorumladım. Hem tarih, hem edebiyat hem de toplumumuzun aynasını tutan bir eser. Orhan Kemal Ekmek Kavgası.
Kitap çok kısa 150 sayfa civarı ve başlıktan da anlaşılacağı üzere bir günde
Ana gibi yar olmaz dedim aldım elime Maksim Gorki'nin kitabını. Ama baktım ki Kitapta ana metaforundan çok hayat mücadelesi varmış. Ekmek kavgası, özgürlük isteği vs.
Bu kitabı okurken insan dönüşümüne şahit oluyorsunuz. Bir nebzede dünyanın değişebileceğini hissediyorsunuz. Filmi var mı bilmiyorum ama olsa gayet güzel olur diye de düşünüyorum.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,6bin okunma
Büyük ekonomik buhran döneminde tarım işçilerinin yaşadığı o büyük ekmek kavgasını anlatan bir kitap bu. Yoksulla zenginin, işçiyle patronun kavgasını anlatan bir kitap.
Bizdeki adıyla mevsimlik işçilerin emeğinin karşılığını alamadıkları için yaşadıkları açlığı, sefaleti, geçim sıkıntısını anlatan bu kitap da kitlesel bir başkaldırı başlar. Tabi
"Ama biz insanlar ne türlü kavgalar ederiz; sonsuz ihtimalli.
Adil olmak değil miydi bizi insan yapan?
Vicdanın sesinin kısıldığı anlamı bulunmaz kavgalarla
Nasıl olunur, adil bir insan?"
Şiir kitabım:
Sahi siz duydunuz mu sustuklarımızı?
Hayat devam ediyor… mu gerçekten?
Birinci yıl… Bir yıl 365 gün müydü? Peki neden ben 365 yıl geçmiş gibi ama aynı zamanda da bir saniye bile geçmemiş gibi hissediyorum?
Bir daha gökyüzünü, güneşi, denizi, sevdiklerinizi göremeyeceğinizi, artık her şeyin bittiğini düşünüp yaşamdan koptuğunuzu hissettiniz mi?
Bir yanda 1917 Rus devrimi öncesi yazılan bir kitap, diğer tarafta 2017'de yaşanan gerçekler.
İki farklı ülke ve yaşanan ortak insalık sorunları.
Anlatacaklarım için eserle ne alakası var demeyin. Kitabı okuduğunuz zaman parmak bastığım yarayı göreceksiniz. Yani ben öyle umut ediyorum.
Flaubert, hissederek yazmak için Emma'nın arseniğinden
Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu...
Ekonomik buhran dönemi, yoksulluk, göç, makineleşme, sermayenin belli ellerde toplanarak insanları zulüm kıskacına alması ve sürekli artacak üretim çılgınlığının başlamasıyla kapitalizmin doğuşu, sömürü düzeninin oluşmaya başlaması… Bir dönemi yansıtması ve belli olguları çarpıcı bir biçimde anlatması bakımından değerli bir kitap. 1900’lerin ilk
Ben işçi çocuğuyum evladım,
demiryolu atölyesi işçilerinden
emekli Şükrü nün oğluyum
ekmekle doydu karnım
ekmekle avutuldum
ekmekle korkutuldum.
Sen sofraya havyar da koysan kuzu kızartması da
önce ekmeğe varır elim
çilemin adı benim
ekmek kavgası...
/ hasan hüseyin korkmazgil
Müslümanlar için 11 ayın sultanı Ramazan ayı,
Hristiyanların Paskalya Bayramını,
Yahudilerin Hamursuz (Pesah, Fıkıh) Bayramını da kucaklıyoruz bu haftalarda..
Bu kutsal günlerin kutsal sayılan yiyeceklerinin ortak gıdasının ‘ekmek’ olduğunun farkında mısınız?
Bizim kültürümüzde Ramazan denilince ilk akla gelen yiyecek “ramazan pidesi”dir.