Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
102 syf.
·
Puan vermedi
Bir kadını yazmanın günü olur mu?
Peki anmanın?
Sevmenin?
Hatırlamanın?
...
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Çiçekler, böcekler, kutlamalar, gücünü anlatırken bile karşı cinsle kıyaslamalar... Kendilik yok. Biz erkeklerin düşmanı değiliz, yarış içinde olduğu bir kulvarda da değiliz. Biz de erkekler de özel. Kadın narin bir varlıktır. İçinde dünya
Dünyanın neresinde olursanız olun ataerkil zihniyet ve getirdiklerinden asla kurtulamıyorsunuz. Zaman, mekan fark etmeksizin kadın olmak hep çok zor oldu. Çocukluktan beri, bize aşılanan ve bilinçaltımıza özenle işlenen kız çocukları onu yapmaz bunu yapmaz, sen bebeklerinle oyna! sözü her şeyin başlangıcı. Sonra da özgürlük müdahalesi başlıyor. Aynı oranda eşitlik sadece belgelerde yazılı, toplum kadının özgür olup tek başına hayatta kalabileceğine inanmıyor. Neden? "Aaa kızım eteğin çok kısa değil mi? Bu saatte nereye gidiyorsun? Elalem ne der? Komşular ne der?"
Ya bırakın ne derse desin, onların söylediklerinin ne önemi var! Çocuk sahibi olmayı seçen sizdiniz, çocuklarınız doğmak istemedi.
Bu baskı yüzünden istemediği bebeği doğuran kadınlar hatta çocuklar var. Erkeğin bir cinsel ilişki sonrasında hiçbir sorumluluğu yokken eğer bir bebek dünyaya gelecekse sorumluluk neden kadında oluyor? Kürtaj neden ulaşılabilir değil?
Bunlar artık aktif olarak düşünülüp irdelenmesi gereken konular.
Hayatta kalmak ve yaşamak çok zorken insanların hayatına müdahale etmek en büyük caniliktir.
Beni neredeyse her satırında etkileyen bir kitap oldu. Fazlasıyla kalbimi kırdı. Umarım, özgürlük ve eşitlik arayışımız bir gün karşılık bulur.
Deliyim ben
Uzun inceleme yazıları insanların dikkatini çekmiyor, biliyorum. Çünkü bazen üşeniyorlar, bazen sıkılıyorlar. Ama her zaman az sözle çok şey anlatılmaz. Bazen uzatmak gerekir, hayat kısa olsa bile...
Ben zaten biraz deliyimdir. Bunu herkes söyleyemez ve yazamaz da. Cesur olmak gerekir bazen. Şimdi bunun kitapla ne alakası var diyeceksiniz. Ama
Haydi lililili Rizzoli yar
Haydi lililililililili yar
Yüzüm güldü sayende
İçim huzurla doldu
Gönlümün aradığı kitap
Sonunda beni buldu.
Hoş geldin yar kütüphaneme...
Boşver be!
Elalem ne derse desin, Duyguş çok beğendi ya gerisi;
Hadi hadi hadi hadi hadeee
#kitapyorumu
Kişisel gelişim ve deneme tarzının bütünleşmesi şeklinde yazılan bu kitabın içinde kendimizi buluyoruz. Akışta kalabilmek adına bu tarz kitapların oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Kendimizi ne kadar tanıyoruz ve gerçek Sen'i yaşayabiliyor muyuz? Sen'e olan kesfimizde bir bütünüz. Seçimlerimizden ve seçmediklerimizden sadece kendimiz sorumluyuz. Bunu başarabilmek için rahatımızın bozulduğunu, alıştığımız düzenden farklı bir hayata geçmemiz gerektiğini fark edebiliriz. Bu sorgulayan herkesin başına gelebilir, çok normaldir. Panik yapmadan AN da kalarak, konfor alanını hemen terk etmemiz gerekiyor. Ancak o zaman gerçek kimliğimize kavuşabiliriz. Elâlem denen örgüt ne derse desin, bu dünyaya tek geldik ve tek gidiyoruz işte...
Bölüm başlıkları arasından birkaç örnek verecek olursam; Ruh elbise, Maskeli Balo, Affetmek, Bakmak, Ayrılık Acısı, Unutmamak, Yargılamamak, Gitmek, Kalbin Yüzleri, Ölüm, Ödenen Bedeller ...gibi liste uzuyor. Arada şiirler de var. Sürükleyici ve uyarıcı bir kitap. Ben okumaktan keyif aldım. Her öğrendiğimi ilk kez öğreniyormuşum gibi algılarım ki farklılıkları görebileyim. Tavsiye ediyorum okuyunuz
‘Sınav döneminde anababalık’ alt başlığı altındaki bu değerli kitabın sınav dönemime denk gelmesi ve elimde sürünmesi biraz üzücü bir durum olsa da okuduğum için çok mutluyum.
Her ne kadar sınav dönemi daha doğrusu üniversiteye hazırlık döneminde çocuğu olan ebeveynlere yönelik yazıldığı düşünülse de ben bu düşüncenin yanlış olduğunu savunuyorum.
