Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Ertunç

Elif Ertunç
@elfertunc
Y. Mimar
İTÜ
İstanbul
15 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
İsrail’in benimsediği ahlak, tamamen şiddet, terör ve işgal ahlakıdır. Çete ruhunun egemen olduğu Yahudi devleti ve bu devletin güç ve himayesine güvenen yerleşim birimleri tamamen bu ahlak üzerine kuruludur. Vatanlarını, ailelerini ve kutsal değerlerini müdafaa eden Filistinlileri terörist ilan eden İsrail’in kendisi dünyanın en büyük teröristidir. Çünkü başkasının hakkını ve toprağını şiddet ve silah yoluyla ele geçirmektedir. İsrail yeryüzünde fesadı, zulmü ve terörü yaymaktadır.
Sayfa 113
Reklam
Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar. İnkar tutsaklık, inanç özgürlüktür.
İyi ve güzeli kılavuz edinen hüner, emekle buluşan yetenek, gösterişten uzak maharet, hürmetle birlikte ilerleyen meziyet, sahibine yakışan kabiliyet ve bütün bunları tamamlayan şahsiyet; derdimiz budur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür.
Felsefe, her şeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür. İman ise, her şeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür.
Reklam
Bir şehri kurmak veya dönüştürmek, bir şehirde yaşamak, ona bakmak, itina ile yaklaşmak bir muaşeret meselesi, bir teknik mesele, bir ekonomik mesele olduğu kadar onlardan daha çok ve öncelikli olarak bir ahlâk meselesidir.
Hep bir mucizenin alt katında yaşıyorsun. Keşke yağmura biraz daha yakın dursan.....
Dertlerinizi Allah’la aranıza perde etmekten, onlara O’na kulluğunuza verdiğiniz kıymetten fazlasını vermekten sakının. Hep müteşekkir olun ve bilin ki bu dünyadaki kederleriniz, Allah’ın size bir lûtfudur.
İyiliği duymaya hepimizin ihtiyacı var. İyilikle tanışmak bile bizi iyileştirir. Sadece insan olduğum için ötekinden mesul olduğum bilinci, başka türlü nasıl yaygınlaşabilir? Bir umut televizyonu olsa da bize sadece insanların iyiliklerini anlatsa. İnsanın sadece kötülükten, kavga ve hırstan ibaret olmadığını, kimi ruhların ince dokunuşlarla dünyayı güzelleştirebildiğini bize söylese.
Sayfa 45
Bir şehirde mekân bütünlüğü bozulunca davranış bütünlüğü de bozuluyor ve arkasından değer bütünlüğü bozuluyor. Artık siz zihninizde ve gönlünüzde kendinize ifade edemeseniz bile birtakım değerlere karşı lakayt kalmaya başlıyorsunuz. Hatta belki de birtakım başka değerleri de gizliden gizliye, fark etmeden kabul ediyorsunuz. Eski değerlerinize karşı 'Yahu bu zamanda da o olur mu?' demeye başlıyorsunuz. İşte o, 'Olur mu?' dediğiniz her neyse sizi siz yapan ögelerden bir tanesi ve belki de çok önemlisidir.
Sayfa 207
Reklam
Modern çağda şehirleşen toplumun konut ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaç konusunda kendimize göre bir çözüm üretemeyip hemen bunu karşılayabilen en kolay formu seçiyoruz, yani apartmanlar yapıyoruz...
Sayfa 91
Eskiler, sandalye fikrini geliştiremedikleri için sedirde oturuyor değillerdi. Hayatını, topraktan çıkaran dünya görüşünün toprağa mümkün olduğunca yakın olmayı gözetmesinin sonucuydu bu. Tam da bu yüzden Selimiye’yi inşa edebilen akıl, bir gökdelen fikrine kafa yormadı. Yusuf Genç
Kendi iç şartımızı İslama göre düzenleyebildiğimiz takdirde dış dünya şartının aslında göründüğü kadar mudil (karmaşık) olmadığını da kavrayabiliriz. Böylece bir bakıma dış dünya şartlarını gereğinden fazla abartıyor olduğumuz ortaya çıkabilir ve yeni bakışımız, bize dış dünyayı olduğundan fazla kaale almamayı öğretir.
Sayfa 111 - İz Yayıncılık
Çünkü İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı; dünyadaki Müslüman halklar için daha iyi bir gelecek vaadinin ya da umudunun, onlar için onurlu ve özgür bir hayatın, kısacası benim inancıma göre uğrunda yaşamaya değer olan her şeyin adıdır.
Birinci Düsturunuz: Amelinizde rıza-i İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Ce- nab-ı Hakk’ın rızasını esas maksat yapmak gerektir.
Görüyorum ki medrese ile üniversite arasındaki fark korkunç. Üniversitede kaba bir diploma hedefi var. Kopya vesaire gibi ele geçmediği sürece meşru zillet üniversite tahlisini peşinen mahkum ediyor. Fakat bu nasıl da görmezlikten geliniyor.-Üniversitelide özümleme belkide bu yüzden yapılamıyor. Oysa medreseli, medresenin verdiklerini kendi eşyası haline getiriyor. Zira, en önemli faktör bu öğrendiği şeylere inanıyor. Onlar inancının dışında kalmıyor.
Sayfa 191
Reklam
Ruha ve öteki dünyaya inanmayan maddeperest sendikaların, işçileri para hırsından vurarak, gözlerine siperlikleri takılan payton atlar gibi sadece daha fazla ücret hedefine götüren ihanetleri yüzünden bir kere daha ve fakat büyük kaybediyorlar. Ve makine, bütün bu kayıplarda bulduğu boşlukları, barbarca kendisiyle dolduruyor. Ruhları korumanın zorluğunu anlıyorsun.
Sayfa 62
Yorucudur akıntıya karşı kürek çekmek, bedeli ağırdır vaktin hesabını yapmak, geçmişi ve geleceği şimdide aramak. Halbuki akıntıya kapılanların durumu hiç de öyle değildir. Suyun üstünde kayıp giderler, hatta bir süre sonra başları dönmüş bir halde bu emeksiz, çabasız seyr u süluktan tat bile almaya başlarlar. Ara sıra başlarını arkalarına çevirip arkadaşlarına bağırırlar: 'Siz hala orada mısınız?' diye. Siz hala orada mısınız?
Sayfa 44
Yüzyıllar boyunca Batı Avrupa'da hakikat ve özgürlük olmadığı için bu dönem -üzüntüyle- insanlığın Karanlık Çağı olarak adlandırıldı. Modern zamanlarda dünyayı aydınlatmak (ve boyun eğdirmek) için Batı Avrupalılar tam zamanında ortaya çıkmışlardı -o kadar ki bundan böyle 'Batılılaşmış' dünyanın tarihi artık neredeyse tamamen Batı'nın kendi tarihine indirgenebilirdi.
Sayfa 104
Çağdaş değerler skalasında eşyaya, nesnelere yüklediğimiz bu türden 'üst anlamın' varlığını ve onların hayatımızı yönlendirmede oynadığı rolü görebilmek için, mevcut değerler skalasının dışına çıkıp olayı oradan seyretmemiz gerekiyor.
Sayfa 111
İslam bir tepkiden doğmuyor. O, hiçbir tezin antitezi veya antitezin buluşmasının sentezi değildir. O, sadece kendine ait, kendine mahsus doğruların sahibidir.
Sayfa 142