Uzaktan Kumandalı Kız 70 sayfalık bir bilimkurgu klasiğiydi. Dolayısıyla tek oturuşta bitirdim.
Kitap bana ilk başında Avatar filmini anımsattı. Konu benzer olmasa da kızımızın Avatar'da olduğu gibi, farklı bir bedene girebilmek için solaryuma benzer bir kabine girmesi ve başka bir bedende uyanması bana bu filmi anımsattı. Belki de Avatar'da o kısım bu kitaptan esinlenilmiştir, şayet 1973 yılında basılmış bir kitaptan bahsediyoruz.
Konuya gelecek olursak kitap, P. Burke isimli genç ve hastalığından dolayı fiziksel olarak çirkin bir kızın reklamın yasak olduğu bir dünyada çok güzel bir bedende yaşaması için görevlendirilmesi ile başlıyor. Adı Delphi olan bu bedende, reklam konusu olması istenen ürünleri taşıyarak insanların bilinçaltında o ürünleri edinme isteğinin doğmasına yardımcı oluyor.
Konuyu anlatınca kitap çok ilgi çekici gelmiş olsa da maalesef ki okuması o kadar zevkli olmadı benim için. Öncelikle yazar, yıllar sonrasının anlatıldığı farklı teknolojili bu dünyayı bize hiç tanıtmıyor ve sanki biz o dünyaya hakimmişiz gibi davranıyor. Bu sebeple belli sayfalarda neyi anlatmak istediğini anlayamadım. İkinci olarak ise, kitapta tıbbi ve teknik birçok kelime var, bu kelimeler de sanki her yönüyle hakimmişiz gibi kolayca kullanılmış.
Bu kadar güzel konusu olan kitabı, anlatılış tarzı sebebiyle maalesef beğenemedim. İsterdim ki hem daha basit bir dille anlatılsın hem de bu kadar kısa olmasın. Bu kadar özgün bir konudan yüzlerce sayfalık bir roman yazılabilecekken yazar 70 sayfalık uzun bir öykü yazmayı tercih etmiş. Üzülerek puanım 10 üzerinden 4.