Kendimi başka kitaplara da böyle verdim işte: Akşamüstleri içimde çöreklenen başka bir ruha sahip olma isteğini ve dünyanın hiç mi hiç görülmeyen öteki yüzündeki gizli şenliğe mutlulukla katılabilme coşkusunu körüklemek ya da ne bileyim, yeni bir hayata koşabilmek için değil, yaşadığım şeyleri ve derinden derine hissettiğim eksikliği bilgelikle, ağırbaşlılıkla, efendi gibi karşılamak için okuyordum.