Hepimizin sık sık yaşadığı bir duygu pişmanlık duymak, başkalarına imrenmek. Sahip olduğumuz şeylerin değerini bilemiyoruz ve her zaman daha iyisini istiyor, mutluluktan mahrum bırakıyoruz kendimizi.
Gece Yarısı Kütüphanesi’ni hayatımın belirsizliklerle, stresle ve yer yer ‘doğru kararı mı verdim acaba’ sorgulamalarıyla dolu bir döneminde okuduğum için şanslı hissediyorum kendimi. Kitabın içerisindeki kütüphane dünyası, farklı hayatlar içerisinde dolaşma ve bu hayatların birbirinden bu kadar farklı, alışılmamış hayatlar sergilemesi hoşuma gitti. Sonu tahmin edilebilirdi ve hikaye açısından da mantıklı bir sondu ama biraz hayal kırıklığı oldu bende. Bütün sorunlarının çözümünün zaten elinde olduğunu duymak istemiyor insan bazen. Genel olarak güzel ve okunması gereken bir kitap. İnsanın kafasını topluyor diyebilirim.