Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'de yalnızca birkaç üniversitenin bulunduğu, üniversitenin azınlık ve elitizm anlamına geldiği, statünün günümüz kadar paraya indirgenmediği, edebiyat gruplarının birbiriyle ilmi anlamda atışabildiğı, edebiyatın dahi kapitalizme kurban gitmediği, psikolog sayılarının bu kadar artmadığı ve insanların bu kadar psikolog kapılarında koşmadığı, Beyazıt Meydanı'nda fikir, samimiyet ve idealizm içeren hararetli eylemlerin yapıldığı, kitap yasaklarının yapıldığı ancak kitap okuyan ve düşünen insan sayısının daha fazla olduğu o zamanlarda yaşamak isterdim... Üniversitenin insanlar üzerindeki sorgulayıcı etkisini fark eden hükümetlerin darbeler yapması ne kadar da düşündürücü...
Üniversiteden çıkan her öğrenci bir yere gelecek diye bir kural yoktur. Okul birtakım şanslar verir ama şans ancak onları kullanabilirsen geçerli olur. Yine bizde insanlar, çocuklarının belli bir okula giderse adam olacağını zannediyorlar; Amerika'daki herhangi bir okulla işi çözeceklerini sanıyorlar. Dahası bu yaptıklarını elitizm olarak görüyorlar ve maalesef yanılıyorlar. Türkiye'de üst sınıfın çocuklarını Levent'ten Aksaray'a bırakırsan simit bile alamazlar. Halbuki elit okulun çocuğu aslında gözü açık olur, dünyaya intibak eder. Biz de elit çocuk diye yetiştirilenlerin neyin eliti olduğunu anlamak zor..
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
486 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Post-Post-Kemalizm Üzerine
İlker Aytürk ve Berk Esen'in derlediği kitap mühim bir tartışma alanı açıyor. Başlıca problematiği "Tek Parti" olan paradigmanın; laiklik, vesayet, elitizm gibi meta anlatılarla donatılmış ve son tahlilde iyice banalleşmiş yargıları eleştiriye tutuluyor. Türkiye'nin demokratikleşmesi için "Kemalist" vesayetin aşılması gerekliliğinin tek yol olarak sunulduğu paradigmanın kuramsal ve yöntembilimsel cihetten önemli eksiklikleri ve yer yer belirginleşen duygusal kasıtları faş ediliyor. Son tahlilde bu konunun tartışmaya açılmasını önemli bulmakla birlikte çalışmanın belli başlı konularda eksik kaldığını düşündüğümü belirtmeliyim. Gıyabında kitaba katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum.
Post-Post-Kemalizm
Post-Post-Kemalizmİlker Aytürk · İletişim Yayınları · 202217 okunma
Şüphesiz! Yanılgı şuradan başlıyor: Türk halkı, eğitimi yukarı tırmanmak için bir araç olarak görüyor. Halbuki ABD'nin en iyi okullarında okuyanların bile hayatta başarılı olma garantisi yok. Yine bizde insanlar, çocuklarının belli bir okula giderse adam olacağını zannediyorlar; Amerika'daki herhangi bir okulla işi çözeceklerini sanıyorlar. Dahası bu yaptıklarını elitizm olarak görüyorlar. Ve maalesef yanılıyorlar. Ne eliti? ABD'de yüzlerce üniversite var. Yeryüzünün en prestijli üniversiteleri de, düzenbazca diploma veren üniversiteleri de orada. Dolayısıyla ABD'de herhangi bir üniversitede okuyan kendini elit zannediyor. Türkiye'de üst sınıfın çocuklarını Levent'ten Aksaray'a bırakırsan simit bile alamazlar. Halbuki elit okulun çocuğu aslında gözü açık olur, dünyaya intibak eder. Bizde elit çocuk diye yetiştirilenlerin neyin eliti olduğunu anlamak zor.
Sayfa 162Kitabı okudu
"Elit olmaktan kastınız nedir hocam?" "Elitlik, işini iyi yapan insanların toplumda dikeyine sınıflandırılmasıdır. Elit sistem demek irsî aristokratlık, soyluluk değildir; paranın elitizmi değildir; aklın, yeteneğin elitizmidir. Aklın elitizmi de illâ ki matematik, fizik dâhisini çıkaracak bir elitizm değildir; el emeği uzmanlarının da eliti vardır; yani parmakların ve ellerin de eliti bulunur. Söz gelimi, Türkiye'de benim tanıdığım en elit insanlardan biri döşemeciler loncasının eski başkanlarından Hüsnü Diker Usta'ydı. Ben onu derse davet ederdim, ölene dek de ettim."
Sayfa 160 - Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler, Kronik Kitap: 94, SÖYLEŞİ, Birinci Baskı Şubat 2019 İstanbul, [ISBN: 978-975-2430-99-0]Kitabı okudu
Pareto'nun elitizm görüşünü özetlemiş üstat...
Elitlik, işini iyi yapan insanların toplumda dikey sınıflandırılmasıdır. Elit sistem demek irsi aristokratlık, soyluluk değildir; paranın elitizmi değildir; aklın, yeteneğin elitizmidir. Aklın elitizmi de illa ki matematik, fizik dahisini çıkaracak bir elitizm değildir; el emeği uzmanlarının da eliti vardır; yani parmakların ve ellerin de eliti bulunur. Söz gelimi, Türkiye'de benim tanıdığım en elit insanlardan biri döşemeciler loncasının eski başkanlarından Hüsnü Diker Usta'ydı. Ben onu derse davet ederdim, ölene dek de ettim.
Sayfa 159 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Bir Jön Türk Ve İttihatçı Olarak Ahmet Rıza Bey – 2  Osmanlı’da Modernleşme Sürecinde Bir Aydın: Ahmet Rıza Modernleşme süreciyle alakalı yargıların başında bunun bir zorunluluk olduğu anlatılmaktadır. Eğer bu düşünceyi ya da hayat tarzını bir hareket olarak kabul edecek olursak genel manada modernleşme hareketlerinin araç haline getirilmesi
Şüphesiz ! Yanılgı şuradan başlıyor: Türk halkı, eğitimi yukarı tırmanmak için bir araç olarak görüyor. En zor durumdaki köylüden bürokrata, serbest meslek sahibinden büyük tüccar ve sanayiciye kadar bu böyle. Halbuki ABD'nin en iyi okullarında okuyanların bile hayatta başarılı olma garantisi yok. Chicago'da mesela müthiş bir fizik bölümü vardır. Lakin ben orayı bitirip fazla bir şey olmayanı da gördüm. Bu kişi gençken apartman kahyalığı yapmış; okulu bitirmiş, aynı yerde devam ediyor. Chicago'da fizik doktorası yapmış olsa da... İşte bir başkası; yine önemli bir üniversitenin kimya bölümünü bitirmiş, basit bir kolejde öğretmenlik yapıyor. Bu çok barizdir, üniversiteden çıkan her öğrenci bir yere gelecek diye bir kural yoktur. Okul birtakım şanslar verir ama şans ancak onları kullanabilirsen geçerli olur. Buna da insanlar kanidir. Bizde öyle bir şey yok. İnsanlar '' Oradan çıkınca otomatikman bir yere yerleşeceğiz,'' zannediyorlar. Yine bizde insanlar, çocuklarının belli bir okula giderse adam olacağını zannediyorlar. Amerika'daki herhangi bir okulla işi çözeceklerini sanıyorlar. Dahası bu yaptıklarını elitizm olarak görüyorlar. Ve maalesef yanılıyorlar. Ne eliti? ABD'de yüzlerce üniversite var. Yeryüzünün en prestijli üniversiteleri de, düzenbazca diploma veren üniversiteleri de orada. Dolayısıyla ABD'de herhangi bir üniversitede okuyan kendini elit zannediyor. Türkiye'de üst sınıfın çocuklarını Levent'ten Aksaray'a bırakırsan simit bile alamazlar. Halbuki elit okulun çocuğu aslında gözü açık olur, dünyaya intibak eder. Bizde elit çocuk diye yetiştirilenlerin neyin eliti olduğunu anlamak zor.
Sayfa 161 - Kronik KitapKitabı okudu
Dünyanın Belki de En Önemli Sorunu: Elitizm Düşmanlığı
Bilgili olmak, doğanın sırlarını veya geçmiş kültürlerin eserlerini ve/veya düşünce yapılarını araştırmak gibi eskiden kıymetli addedilen işler artık adeta alay konusu olmuştur. Bu hemen tüm dünyada böyledir. Bu durum Türkiye'ye de yansımıştır. Her yıl karşıma gelen jeoloji öğrencisi, "adam gibi bir yere giremediği" içim bedbindir. Derslere başlayınca, büyük ekseriyetinin bırakın üniversiteye girmeyi, liseden, hatta ortaokuldan bile mezun olmaması gerektiğini görmekteyim. Hiçbir merak ve öğrenme dürtüsü olmayan zavallı genç, kendi dilinde kendini ifadeden acizdir; dünya hakkında neredeyse hiçbir şey bilmemektedir ve düşünme becerisini elde edememiştir.
Sayfa 124 - Ka KitapKitabı okudu
Bilime yaklaşım bağlamında açık ve radikal pozitivist bakış açısını59 pek çok örnekle de desteklemek mümkündür. Mesela Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nda söylediği haliyle “Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir” Veya Afet Inan’ın hazırladıgı 1932 tarihli lise ders kitabı
Sayfa 146Kitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.