[...] Balkan devletleri İstanbul'un kapılarına dayanmışlardı, Bulgarlar güç bela durdurulmuştu Çatalca'da. Ama Selanik'in düşüşü hepsinden daha büyük bir yıkım yaratmıştı üzerimizde. Benim için olduğu kadar cemiyetin büyük çoğunluğu için de korkunç bir olaydı bu. Hakiki bir felaket. Hiçbirimiz bir daha doğduğumuz şehri göremeyecek, sokaklarında yürüyemeyecek, ölülerimizin mezarlarını ziyaret edemeyecektik. Evet, en acısı da buydu, daha bir ay kadar önce anneme verdiğim sözü yerine getiremeyecek, bir daha asla mezarına dokunamayacaktım. Kaybettiğimiz sadece Selanik değildi, çocukluğumuzu, gençliğimizi, ölülerimizi, hatıralarımızı, velhasıl hayatımızın bir bölümünü de şehirle birlikte kaybetmiştik. [...]
Sayfa 344 - Yapı Kredi Yayınları, 2. baskı: Kasım 2021, İstanbulKitabı okudu