“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”
"Sevdiğin bir varlığın hatlarını hayalinde canlandırmaya çalıştığında geçmişten o kadar çok anı belirir ki, bu anıları, gözyaşları arasındaymış gibi bulanık görürsün."
"Aklı tükettim. Gördüm ki, büyük sırrı kavramaya Peygamberin ruh feyzine sığınmaktan, onun içinde erimekten ve teslim olmaktan başka çare yoktur. Öyle yaptım ve kurtuldum."
"Sana imansız akılla sokulmak isteyenler, daha kapının eşiğine ayak atmadan yanarlar. Hep yandılar!..
Sadece aşk ve iman rivayet ederek, yine akıldan başka bir vasıta bulamayanlar da, kabalaşırlar. Hep kabalaştılar!..
Mevzuundaki kudsiyet ve namütenahi inceliğe layık olmanın çilesini çekmeyenler de çirkinleşirler. Hep çirkinleştiler!..
Bense, kapında aşkla yanmış ve daha çok yanmaktan gayrı muradı kalmamış, senin inceliğin ve güzelliğin karşısında, kendi kabalığımı ve çirkinliğimi görmüş, azad kabul etmez esirinim!.. Hamdolsun, öbür türlü çirkinleşmek ve kabalaşmak ihtimaline, senden gelen ve her şeyi temizleyen bu aşk ateşi sayesinde uzağım!.."
"Aklın son kertesini temsil eden melek "Sidre-tül Münteha"da sana demedi mi?
-Bana buradan ileriye yol yoktur! Geçersem yanarım!
-Ya buradan ileriye nasıl geçilir?
-Aşkla..."