Kitabımız düz yazı şeklinde, şiir mi yoksa hayal dünyasındaki bir dizi deneme şeklinde ürün mü anlamadım. -bence ikincisi-
Pek bir şey anladığımı söyleyemem ama okumaktan da alamadım kendimi; bir şeye bağlanıp sonun beni tamam bu hayal imgeleri bunun içindi demem adına, maalesef o da olmadı. Bir kaç bölüm bırakayım şuraya kararını sizler verin :
''O esnada sarışın bakire saçlarını kahveme batırıyor, öğle vakti, masanın üstündeki köşeli bardağın yanına indirilen legal litrenin içinde, şarap güvercine dönüşüyor. Kahve çaya dönüşüyor, sarışın bakirenin yüzü soluyor; bundan böyle bülbülden daha iyi şarkı söyleyecektir....''
''Okyanusya' nın bir zenci kabilesininin kralı plajda altın bir asa buluyor, Kuzeyin salak bir hükümdarın elinden düşmüş ve denizlerin fantazisiyle bu adaya kadar getirilmiş bir asa....''
''Uykusandan uyandırlmış,178. kilometrede gömülü olan uçak, hızlının gelişinden otuz saniye ve saat Ay'ı göstermeden önce, raylardan yolunu çeviriyor Ölümcül sesiyle tren geçiyor. Uydumuzun üzerine gölge ediyor ve yok oluyor, tıpkı bir yolcu gemisinin tamir şarkısının güneyde olan bir şehir merkezinde, kablosuz iletişim aracıyla ve yanlışlıkla duyulması gibi...''