Son zamanlarda çıkmış, keyifle okuduğum bir Livaneli eseri oldu. En beğendiğim temel nokta, kitabın bizi bir padişahla empati kurabilir düzeye getirmesiydi. Padişah günümüzde önemsiz gözükse de, zamanına göre ülkenin en önemlisi, insanların gözüne bakamadığı bir insan. Ve bu insanı her şeyini kaybetmiş boş bir köşkte bulmamız, onun da aslında ne kadar insan olduğunu bize anlatıyor. Muhalif olmak gerçekten çok kolay bir mesele, iktidardaysanız her hareketiniz sorgulanabilir, mutlaka birileri sizi eleştirir. Buyur sen iktidar ol dersek de, yine muhalifler olacak ve bu bitmeyecektir. Gelişmenin yolu belki muhalefet etmek ve sorgulamaktan geçiyor. Fakat bu sorgulamayı akıl çerçevesinde, gerçekçi, dönemin şartlarını düşünerek yapmalıyız her zaman. Abdülhamid'in de iktidardayken maruz kaldığı suçlamalara cevaplarını görüyoruz kitapta. Abdülhamid'in avrupa seyahati de oldukça ilgi çekici. Ve Şehzadeler arasında geçen muhabbette ne tahtta olayım ne de bu belalar olsun düşüncesi de, son dönemlerdeki düşünce yapısının geçmişe göre ne kadar değiştiğini gösteriyor. Özetle; kitap keyifli bir dille Abdülhamid'in sürgün hayatını ve Osmanlı'nın son dönemlerini anlatıyor. Sıkılmadan okudum.
Kitap Hasan Ali Yücel, Hasan Ali Yücel düşüncesinin benzediği şahıslar, Atatürk ve çeşitli kavramlar etrafında dönüyor. Kitap, Hasan Ali Yücel'in düşüncesinden yola çıkarak belli kavramlara dalıyor ve çeşitli örneklerle genişletiyor. Ben kitabı Hasan Ali Yücel üzerine değerlendirdiğimde biraz dağınık bir anlatıma sahip buldum. Yine de okunabilir. Hasan Ali Yücel'in özgürlük, eğitim,bilim ve laiklik üzerinde düşüncelerini anlayabilirsiniz.