Depremin ilk saatlerinde ortada olmayan “devletlu” zevat, aradan saatler geçtikten sonra her köşe başından başlarını uzatıyor. İş yapmak adına bildikleri tek şey, açıklama yapmayı kesintisiz bir biçimde sürdürmek. Yapılan işlerin ne kadar beceriksizce yapıldığını tespit edenlere görünürde kırgınlık ifade eden “yetkililer,” el altından da gözdağı
Cok felaket biters köşe yapan bi kitabdi sonunun boyle biteceğini tahmin etmiyordum yazarin kalemi gercekten cok guzel akıcılığı ve merak duygusu mikemmel . Param olur olmaz bu kitabi alip kutuphanemin bas kosesine koyacagim inşallah....cok iyi bi polisiye okumak isteyenlere en buyuk tavsiyen kacirmayin hemen okuyun
Büyük bir sevginin basina gelebilecek en büyük felaket gelmişti, yarım kalmisti. Yaşanmamış, bozulmamış , en yoğun haliyle bir gün öylece geride bırakılmış , hiç eskimemis , sadece hayal edilmiş bir aşk...
Bu süreçte birbirimizle ve sosyal medyada kurduğumuz iletişimde kaçınmamız gereken davranış ve cümleler :
Örneğin, spor salonundan ya da depremle ilgili olmayan bir yerden paylaşım yapan bir insan gördüğünüzde, onu suçlamak. Belki de o insan yaşadığı yoğun kaygıyı bir tek o şekilde aşabiliyor. Belki de senden daha çok üzülüyor. Belki de
depremden sonra, pek yakin takip etmesem de, malesef deli yogun birisiyim - is+guc, hayat kailesi, hayvanlar, okuma, yazma vs vs ile- sosyal medyayi cok da yogun takip edemiyorum,
belli arkadaslardan, kimi akrabadan, okuldan, isten olusan normal,
bana benim gibi soguk/cool gorece akli basinda bir topluluktan bahsediyorum.
bu tanimlari niye yaptim
*Afet, Risk ve Acil Durum Yönetimi, Bakanlık Düzeyinde Teşkilatlanmalıdır*
*Not*: Bu öneri yazısı, resmi kayıtlara da girmesi için, *CİMER*’e de ulaştırılmıştır.
Yaygınlaşması için, lütfen paylaşımda özen gösterelim.
Bizleri derinden yaralayan, yaşarken tanık olduğumuz en büyük doğal felaket; 6 Şubat 2023 Pazartesi günü Kahramanmaraş
Nostradamus,bir noktayı en küçük bir şüpheye dahi yer vermeksizin açıkca ifade etmektedir:"Gökyüzünden bir felaket inecektir;ve bu felaketin böylesine acımasız oluşunda suç,insanlarındır.Çünkü öyle bir yaşayış tutturmuş ve öyle bir düşüncesizlik içine girmişlerdir ki,bu tür bir felakete ihtimal bile tanımamışlardır.Ve sanki,tarihteki deprem,tayfun ve tufanları unuturmuşcasına,yeryüzünü patlamaya hazır bir barut fıçısına çevirmişlerdir."Şu dörtlüğü çok düşündürücüdür
"O büyük değişiklikleri gördüğümüzde,ki yakın
ve çok geçtir;Ay,Meleğince çekip götürülmüş
Gibi büyük bir korku ve de kıyım hükümsürecek
Düzen değişikliğine yaklaşacak gökyüzü..."
Gözümün gördüğüne gönlümün dayanmadığı bir hâldeyim...
Her şey üzerime üzerime geliyor sanki...
Baktığım her yerde adresler, sokak numaraları, apartman isimleri görüyorum, kulağımda durmaksızın insan çığlıkları...
Çaresizlik ne zor...
Artık kafamı toplayıp neyi paylaşacağımı da bilemiyorum.
Her şey karmakarışık zihnimde...
Bu ülkemizin başına gelmiş en büyük felâket...
Keşke kanatlarım olsaydı ve kuş olup uçsaydım oralara...
Uyuduğum rezil birkaç uykuda insanları sarıp sarmaladım, çorba içirdim insanlara, ısıttım onları...
Rahat batıyor bana şu an
Evimin sıcağı tenimi dalıyor, lokmam boğazımda düğüm, su bile hesap soruyor mideme giderken...
Bu felâketin bir an önce ve en az hasarla bitmesini diliyorum...
İnsanların açız, üşüyoruz demesi kahrediyor varlığımı...
Bunca korku, acı ve gözyaşı içinde beton yığınları arasında sevdiklerinin sesini nefesini duymaya çalışırken bir de bunlarla savaşmak zorunda olmaları çok acı, çok...
Her yerinde cenazelerin olduğu beton yığınları içinde perişan hâlde insanlar...
Delirmemek için güçlü olmaya çalışıyorum...
.....
.....
....
Övgü ve yergi, her ikisi de hiçbir şey ifade etmez. Hayır, ölçmek her ne kadar enfes bir meşgale olsa da tüm uğraşların en nafilesidir ve ölçenlerin kararlarına boyun eğmek en köle ruhlu tavırdır. Yazmak istediklerinizi yazdığınız sürece önem taşıyan sadece budur; bunun çağlar ya da saatler boyunca önem taşıyıp taşımayacağını kimse bilemez. Fakat hayalinizin saçının tek bir telinden, renginin tek bir tonundan, elinde gümüş çanak taşıyan bir müdür ya da elinde mezura saklayan bir profesöre itaat için feda etmek en adi hainliktir ve eskiden insanın başına gelen en büyük felaket olduğu söylenen servetin ve iffetin gözden çıkarılması, bunun karşısında yalnızca sinek ısırığı gibi kalır.