Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Fena olmayan
Kitabın geneli adeta bir dizi izliyormuşsunuz gibi. Bazı yerlerinde "vay anasını sayın seyirciler, hadi canım sen de..." dedirtecek kadar ütopik olaylar yaşanıyor. Genel olarak duygusal temalı bir kitap. En çok beğendiğim yanı; öfkeyi, üzüntüyü vesaire tamamıyla okuyucuya aktarabilen bir kitap. Karakterlerinden biri fazla abartılmış, gına geldi. Olay örgüsü kötü. Bazen bir anda başka bir olaya geçtiğinde "ne alaka yav?" dediğim kısımlar oldu. Ama ilk kitabım olduğu için gömmek istemem, bağ kurdum ve 3 veriyorum.
Dün bitirdim biraz kafamı toplayıp yeni kitaba başlamadan önce yazmak istedim. Öncelikle bu tarz kitapları okurken hep başka okuduğum kitaplar ile karşılaştırırım kafamda örneğin '1984' bu tarzın en iyisi diyebilirim, sahneleri canlandırmaya çalışırım ama açıkçası bu kitapta beni okumam için iten bir olay yada olayı tetikleyen bir his gelmedi bazen tekdüze şekilde devam ediyor sosyal mecralarda popülaritesi olan bir kitap bundan dolayı çok abartılmış olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle kötü bir kitap değil ama abartıldığı kadar sürükleyen bir kitap olduğunu düşünmüyorum.
Küçük Kadınlar Kitap İncelemesi
*spoilersız incelemedir
Bu kitapta uzun süredir hiçbir kitapta bulmadığım bir samimiyeti buldum. İtiraf etmek gerekirse kitabı ilk elime aldığımda, yazarın dilindeki sadelik beni şoke etti. Çoğu kitapta karşımıza çıkan uzun betimlemeler, yazarın ve karakterlerin düşünce dünyalarını açıklayan uzun ve derin cümleli yazılardan hiçbiriyle
Benim için oldukça uzun soluklu bir kitaptı. Ve bence biraz abartılmış bir kitap.
İlk bölüm oldukça durağandı. Yeraltı Edebiyatı diye aklına eseni yaptırma fikri bana saçma geliyor açıkçası. Sürekli uzun uzun cümleler..
Kayra en az sevdiğim karakter oldu. Gereksiz bir depresyonu var bu konuda Kinyas haklı gerçekten. Ve her şeyi farklı yorumluyor Kinyas’ı okuduğumuzda bunu fark edebiliyoruz.
Kinyas bölümü, hayata geri dönüşü yaşadıkları, taşıdığı ölüm virüsü.. Her anlamıyla yıkıcıydı benim için. Kayra’ya kıyasla daha realist olduğu söylenebilir.
Sonuç olarak karakterleri bu kadar derinden tanımak beni çok etkiledi, ancak belki lisede okusam daha çok beğenirdim.
Açıkcası ilk kitap olarak yeterince tatmin edici bir kitaptı ben sevdim hatta devamını merak ettim bu yüzden devam kitaplarını da okuyacağım. Ama hikaye açıkcası çok sürprizli tahmin edilemeyen bir hikaye değildi kitabı okumaya başladığımdan itibaren her tahmin ettiğim şey gerçekleşti. Örnek vermek için Spoiler vericem şimdi ; en basitinden Jardirin ihaneti, Arlenin kayıp rünleri bulması, Rojer ve Lesha nın handa yanına gelen adamların sahnesinden sonra soyulup tecavüze uğramaları sonra yollarının Arlen le kesişmeleri , Arlenin ilk dövmesini çölde yapması felan okurken zaten tahmin ediyorsunuz böyle olacak diyorsunuz oluyor. Kitabın yazım dili güzel ve akıcıydı, betimleme ve tasfirlere pek yer verilmemiş karakterlerin yüz özelliklerini gözünüzde pek canlandıramıyorsunuz çoğu zaman. Arlenin hikayesi güzeldi başlangıçtan itibaren severek okudum diğer taraftan lesha karakterini pek sevmedim açıkcası okurken de ilginç bulmadım merak etmedim. Ayrıca kitapta sevmediğim bir diğer şey de çok fazla cinsellik var bence abartılmış beni irite etti bu durum kimin eli kimin cebinde değil tarzında ilişkiler felan çok sevdiğim şeyler değil. Onun dışında nüveler ve nüvelere karşı insanların mücadele anacını yitirmesi sadece kendilerini duvarların arkasına saklama psikolojileri güzel işlenmiş ben tema’yı sevdim umarım ikinci kitap da bu kadar iyidir.
