Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kırılan bir kalbin eskisi kadar atmadığını babamdan filan değil kendimden öğrendim. Ne zaman çarpıntım başlasa mutluyum derdim hep kendi kendime.Eskiler hatırlanınca acılar yeni oluyor galiba. Neyse....Pek beceremeyenlerdenim yaşamayı. Ama öyle pes edenlerden değil. Bir şeyler olsun diye çok şey yaptım, hiçbir şey olmadı. Aslında çok şey oldum.
HUZUR veren şeyleri seviyorum... Yağmur gibi ..Kitap gibi.. Yeşil gibi..Mavi gibi.. Çiçek gibi...Çay gibi.. Ve en çokta içten güzel insanları...💙 Mutlu Sabahlar☺️☕📗
Reklam
Artık kim bana nasıl gelirse bende ona aynı şekilde gitmeye karar verdim. Aslında yeni bir fikir değil daha öncede uyguluyordum bunu fakat bu sıralar daha fazla uygulamam gerektiğini fark ettim. Resmen etrafım çakal ve tilki sürüleriyle kaynıyor. İşin tuhaf kısmı, hissettiğim şeyler beni yanıltmıyor. Ve onlar tam da hissettiğim gibiler. İnsanları anlamak o kadar zor ki. Kimin ne istediği belli değil. Bir gün önce size aşkını ilan eden adam, bir gün sonra sanki sıradan biriyle konuşuyormuş gibi konuşabiliyor. Artık çıkar meselesi mi bazen gerçekten çözemiyorum. Dünya hassas kalpler için bir cehennem diyorlar da, inanın boşa değil. Bazen gerçekten sol yanınız koca bir cehenneme dönüyor. Kendime aynada bakıp 'Sen işte bunu hak ediyorsun' diyorum. Bunca zaman üzdüğüm o kalbin ahını çekiyorum, biliyorum. Kimbilir, umutsuz bir vaka olmuş kalbime hala çıkış yolu arıyorum. İnsanlar neden bu kadar kırıcı? En çokta bunu anlayamıyorum. Ya daha gün bitmeden değişenler var, gerçekten şaka gibi. Neden bu kadar duygusuzuz? Karşımızdakini de düşünmeyi bir türlü öğrenemiyoruz? Neden kendimizi sorguya çekmiyoruz, acaba karşımdaki bugün ne hissetti diyemiyoruz? Yine devrelerimi yaktım. Cevapsız kalacak nice soruyla üstelik. Onu bunu bilmem de, kıymet bilmek en az oksijen kadar şart. Kıymet bilene rast gelmeniz dileğiyle güzel geceler sevgili 1K sakinleri 🌼🌼 A.U
kardeş
Odanın kapısını tıklatıp içeri girdim. Kardeşim Kadir, yatağının üzerinde bağdaş kurmuş, kafası önde oturuyordu. Kafasını kaldırdı, "Buyur ağabey," dedi. Gözlerindeki hüznü görmüştüm, nasılsın demeye korktum, "Ne yapıyorsun gardaşım oğlan?" dedim. -Hiç. Oturuyorum öyle ağabey. -Canın sıkkın senin. Ne oldu, anlat
İnsanlar diyorum
Sonra aklımda kurduklarımın elde tutar bir tarafı olmadığını farkettim. O an durdum. İnanmak istemedim. Ve kabullendim. İnsanlar mı değişiyor yoksa bir müddet sonra insanları gerçekten tanımaya mı başlıyoruz? En çokta bu soru kafamı kurcaladı. En çokta bu soru uykularımı kaçırdı. Aklımda kurgulandıklarıma gelirsem, ne bileyim insan böyle her
Kapı çaldı. Bir çocuk bir su bardağı uzattı. İftara bir saat kadar vardı: – Abla dedi, annem çorbaya koyacakmış bir bardak pirinç istedi. Tamam dedim, ama merak ettim. – Sen kimin kızısın bakayım diye soruverdim. Üç ev aşağıda birileri taşınmıştı en alt kata. Orayı tarif etti. Pirinci verince de utandı sanki çekip hemen gitti. Ertesi gün aynı
Reklam
İnsan Kullanma Kılavuzu
Hayatımıza kullanma kılavuzu lazım mı bilmiyorum. Ama fena bir fikir de değil hani... insanların tecrübelerinden oluşan nelerin yapılması gerektiğini nelerin yapılmamasını söyleyen bir kitap. Şöyle yaparsanız psikolojik sorunlar yaşayacaksınız. Şunu yaparsanız çok mutlu olursunuz. Üzüldüğünüzde sizi teselli eden, acı çektiğinizde bir müddet sonra
Gecenin bir yarısı özleyen, özlerken canı yanan ama yine de sesini duymak için arayamayan insan çok sevmiştir. Ama üzülenler değil . En çokta böyle insanlari acısı ile bırakanlar kaybetmiştir.
Kırılan bir kalbin eskisi kadar atmadığını babamdan filan değil kendimden öğrendim. Ne zaman çarpıntım başlasa mutluyum derdim hep kendi kendime.Eskiler hatırlanınca acılar yeni oluyor galiba. Neyse....Pek beceremeyenlerdenim yaşamayı. Ama öyle pes edenlerden değil. Bir şeyler olsun diye çok şey yaptım, hiçbir şey olmadı. Aslında çok şey oldum.
Bereket Yağıyor:)
Oldum olası huzur kokan şeyleri severim. Yağmur gibi. Toprak gibi. Çimen gibi, Çay gibi. En çokta, içten samimi insanları...😌 ☕️📚🌧
Reklam
Çalıntı Tel-e-Fon
-Aloo -Buyrun kimi aramıştınız -Kadınım, ben -Sesiniz hiçte kadın sesi gibi değil -Yanlış anladınız, kadınım demek istedim -Anladım beyefendi buyrun -Tanımadın mı beni -Hayır tanıyamadım, kimsiniz
Bıktım artık sorunlarımı bulup onlara çözüm aramaktan.. bıktım insanlarla olan ilişkimle bir şeylere sorumlu olmaktan.. bıktım artık sadece ne yapacağımı düşünmekten.. bıktım artık yarın ne olacağını bilememekten ve bunu düşünerek yaşamaktan.. bıktım artık bütün bu bıkkınların içinde hala çırpınmaktan.. bittim artık yine sıkıntılarla yüz yüze gelmekten.. öğrencilikle geçen şu hayatımda.. bıktım artık neyi nasıl yapmam gerektiğinden.. bıktım artık insanları kıran, üzen tepkilerimden.. karşı koyamadığım tüm duygularımdan.. kırıcı olan bana üzüntü veren ve bir yerlerde iyileşmeyi bekleyen her duygumdan BIKTIM. Yazamıyorum artık.. dayanamıyorum bu hayata. Derdimin dermanı olmayışından.. sadece beklemekle bir şeylerin oluşmasından.. olmasından.. sonuçlanmasından.. sıkıldım.. bunaldım.. bıktım.. tükendim.. dayanamıyorum.. içim yanıyor artık.. en çokta bütün bunların içimde alev alev yanmasından yoruldum. Hangi birini düzelteceğim derdinden.. ve yanı başımdaki yalnızlıkla.. Bittim.. tükendim.
"Ne kadar çok okursan o kadar çok bilirsin. Ne kadar çok öğrenirsen o kadar uzaklara açılırsın." demişler. İnsanları tanıdıkça en çokta onların veremediği huzuru veren kitapların olduğunu fark ettim.. Okumasaydım delirirdim. İyi ki kitaplar var.
247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.