“Kuyuların en derini en ağır göz yaşlarını verdi bana…”
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini Deniz gözlerinden alir sonsuzluğun haberini Ey gönüllerin en yumuşağı en derini Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Reklam
En arzulan şeyler en yasak seydir: cinsellik ve bekaret
Tabii bu ölçüm aynı zamanda son derece de durumsaldır. Cinsel gerçekliğin temel sorunu belki de, bekâreti tanımlamaya ilişkin tek temel sorundur. Cinsel ilişki de bekâret de insanı çıldırtacak kadar soyut ve büyük ölçüde toplumsal şeylerdir; görenek, fikir birliği, deneyim ve ideolojinin cıvaya benzer karışımlarıdır. Cinsel ilişki ve bekâret, kişisel ve toplumsal olarak bizim için önemlidirler. O kadar ki sonuçlan insanı ölüme götürecek kadar tehlikeli olabilir. Umutsuzca, yaşamlarımızın bu değişken yönlerinin bilinebilir ve güvenilir olmasını isteriz. Ama gerçek cinsel ilişkinin ne olduğu fikri gibi, cinsel ilişkiyle bekâret de ancak yaşamlannın bir parçası olduklan insanlar kadar, yani küçük bir ölçüde, ara sıra ve kısa bir zaman için değişmez ve kesindir. Bir kesinlik hissini yakaladığımız durumdaysa, tarihsel kayıtların bize gösterdiklerine dürüstçe bakmak yerine bunlara sırt çevirerek beceririz bunu.Daha çok baktıkça ve daha derini gördükçe, bekâretin, varlığım kabul ettiğimiz bin yıllar boyunca aslında hiç durağan ya da bir bütün halinde kalmadığını fark ederiz. Kısacası, bekâretin tam olarak ne olduğu sorusuna cevap vermek büyük olasılıkla imkânsızdır. Cevap verebilseydik bile, o zaman da çok daha derin bir sorunla karşı karşıya kalırdık: Peki aslında bekâretle neden bu kadar ilgileniyoruz?
Sayfa 67 - IletişimKitabı okudu
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu
Sayfa 53 - Diriliş Yayınları 11. Baskı 2016Kitabı okudu
Uzayda madencilik (Darth Vader izin verir mi :D )
Asteroitler yeterinden fazla altına ve diğer kıymetli metallere sahipler yani bize nesiller boyu sürecek servet sunabilirler. Peki bu değerli metalleri bu asteroitlerden nasıl alabiliriz? En iyi yöntemlerden biri bu uzay kayalarını Dünya'ya getirmek olabilir. Kullandığımız metallerin büyük çoğunluğu Dünya'nın derinliklerinde gömülü. Ancak burada gerçekten derini kastediyoruz: Gezegenimiz henüz eriyik durumdayken ağır metallerin büyük çoğunluğu merkeze doğru çöktü ve bunları oradan çıkarmak mümkün değil. Erişilebilir durumdaki altın, çinko veya platinyum gibi elementler Dünya yüzeyine çarpan asteroitlerle gezegenimize geldi. Bu asteroitler gezegen oluşum sürecinden arta kalan parçalar ve dolayısıyla gezegenlerle aynı materyallere sahipler. Ancak onlardaki metalleri elde etmek için derinlere inmek zorunda değilsiniz. Ancak asteroitlerle ilgili problem çok uzak olmaları. Bir roketin Dünya yüzeyinden yörüngeye ulaşabilmesi için hızını sıfırdan saniyede 8 kilometreye çıkarması gerekiyor. Bir asteroide doğru ilerleyebilmek için ise roketin hızını saniyede 5,5 kilometre daha artırması gerekiyor. Bu hız artışı en az fırlatma kadar yakıt gerektiriyor. Bu da uzakta gerçekleşecek bu madencilik operasyonunu etkiliyor. Bir asteroitten madenler çıkarıldıktan sonra ise başka bir zorluk ortaya çıkacak: Maden asteroitte işlenebilir ki bu bir dizi tesis kurulmasını gerektiriyor ya da ham madde tüm artığı ile birlikte Dünya getirilebilir.
Sayfa 72 - All About SpaceKitabı okudu
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın bellisin Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini Ey gönüllerin en yumuşağı en derini Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini Sevgili... En sevgili... Ey sevgili...
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.