“ Sonuçta, İnsan gerçekten neye ihtiyaç duyar? Sağlığı, internet bağlantısı iyiyse, gerisi o kadar önemli değil. İşi, varoluşçu filozof gibi, cehennem başkalarıdır deme noktasına vardırmayacağım. Ama başkalarının cennet olmadıkları da kesin.”
-Amin Maalouf ile ilk tanışma kitabım oldu. Ben biraz daha ütopya ağırlıklı bir konu beklerken karşıma
Alyoşa üzümlü kekim. Okuyanlar neden böyle dediğimi anlayacaklar... Ne Karamazov'muş bunlar diyerek okudum kitabı. Oblomovluk terimine aşinaydım şimdi dilime Karamazovluk pelesenk olacak.
Öncelikle "Suç ve Ceza" kitabından daha çok sevdim dersem beni taşlamazsınız değil mi? Ama tabii ki ikisi de çok büyük eser.
Dmitri, İvan ve Alyoşa bu üç kardeş hayata dair birçok şey öğretti. Babalarının karakteri, hayata bakışı yer yer beni kızdırsa da bir şaheser okudum. Bir cinayet ve bu cinayet etrafında gelişen özellikle üç kardeş arasında dönüp dolaşan olaylar zinciri... Hepsi kendine ayrı dünyalar kurmuş ama onların tek ortak noktası -sözde- baba faktörü.
İvan... Hayat görüşünün ayrıntılı olarak verildiği kısımları çok zevk alarak...
Dmitri... O büyük sevdası ve bu sevda uğruna yaptıklarını ürkerek...
Alyoşa... En küçük ama en aklı başında, gerek abileri için üzüntüsü gerek savaşmasını oldukça etkilenerek okudum. Favori karakterim söylememe gerek yok, Alyoşa.
Kitabı araştırdığımda Freud'u etkilediğini okumuştum bu yönüyle psikolojik tahlilleri zengin bir eser, o zaman kitaplığında bekletenler daha fazla bekletmesin ve hemen eline alıp okusun.
"Doğrusu insanlara karışmayı, çevremize her şeyi, en kötü, en
tehlikeli düşüncelerimizi bile açmayı severiz. içimizdekini başkaları ile
paylaşmayı sever, başkalarının da sevgimize karşılık vermesini,
kaygılarımızla, üzüntülerimizle ilgilenmesini, huyumuza suyumuza
gitmesini isteriz."
Sosyal medya ile birlikte özellikle ergenler ve genç kullanıcılar, bilgiyi süzgeçten geçirmiyor. Bir bilginin en önemli kriteri, onun doğru olması değil, çok paylaşılması. Eğer o bilgi çok beğeni alıyorsa, çok rt ve favori alıyorsa paylaşılmalıdır.
Yazardan daha önce okuma yapmadım, onunla Jane ile tanışmak istedim. Mükemmel bir kalem, anlatım ve aktarım var Kitabı okurken yine bu dünyada değildim. Geçmişe gidip, olanları birebir yaşadım sanki. Okuduğum en güzel aşk klasiklerinden biriydi. Aşk ve Gurur dan sonra favori kitabım oldu
#neokudum
Jane Eyre, annesini ve babasını daha çok küçükken kaybetmiş ve dayısının yanında büyümeye başlamıştır. Jane 10 yaşına bastığınsda Dayısı da ölür ve ona yengesi bakmaya başlar. Fakat yengesi ve üç çocuğu Jane 'i hiç sevmez hatta nefret ederler. Ona bakmak istemedikleri için, disiplinli bir yatılı okula gönderirler. Jane 8 yıl sonra artık bir mürebbiye olur ve okuldan ayrılmak ister. Öğretmenlik yapmak için çok zengin bir eve işe alınır. Evin sahibi Bay Edward Rochester ile burda tanışır. Önce dostluk ile başlayan bu ilişki ileride büyük bir aşka dönüşür fakat önlerine büyük bir engel çıkar...
Yalnızlığa, arkadaşlığa, aşka dair çok güzel bir kitaptı. Jane Eyre kendi hayatını anlatırken adeta okuru ile sohbet ediyor gibi. Altını çizdiğim çok fazla cümle oldu İnanilmaz uzun ve keyifli bir yolculuktu. Aşk ve batı klasiği okumak isteyen herkese sonsuz tavsiye ederim
Kitabın çekilmiş bir kaç filmide varmış, ben muhakkak onları da izleyeceğim ama bence önce herkes kitabını okumalı
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,3bin okunma
Bu kitaba nasıl bir inceleme yazılır bilmiyorum ama çok sevdiğimi söyleyerek başlayabilirim. Prenses Gelin hem yazar hem de önemli bir senarist olan William Goldman tarafından 1973'te yazılmış kitabı ve 1987'de çekilmiş filmiyle aslında oldukça popüler olan bir eser. Ülkemizde ise pek bilinen bir yapıt değil ya da ben denk gelmedim.
34 kısa hikayeden oluşan uzun bir yol. İlk kez Hakan Günday okuyacaklar için önerebileceğim bir kitap değil. Önce ''Kinyas ve Kayra'yı'' okuyun daha sonra ''Derz'e'' merhaba deyin. Elbette benimde birkaç favori hikayem oldu. Uzun uzun bahsedip tadını kaçırmak istemiyorum ama bazıları hakkında görüş bildirmeyi siz değerli Hakan Günday okurlarına bir borç biliyorum.
Bir Kinyas ve Kayra Öyküsü: Favorim o oldu elbette. Kinyas, işlediği ilk cinayetten bahsediyor. Kinyas'ın hiç görmediğim bir yanını okudum. Ölümle beslenen bir adamın ilk cinayet aracının korku olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Gasp: Efruz denen henüz bıyıkları terlememiş bir çocuğun Amerika'da ölüme mahkum edilmiş bir suçlu ile mektuplaşmalarının doğurduğu sonuçlar üzerine yazılmış bir hikaye.
Sonra: Aynı handa çalışan 15 yaşındaki iki çocuğun ''soykırım'' hakkında konuştuğu ve neredeyse birbirlerini gırtlak gırtlağa getiren üstüne çok düşünsel yazılmış gerçekler paradigması.
Sürdürülebilir Kötülüğün Temel Şartları: Olağanüstü. Öyle tespitler yapılmış ki 2.maddesi ''Her doğru bilgiye karşılık on yanlış bilgi yaymak.'' Başlı başına diğer maddelerin ne olduğu hakkında kişisel bir kaşıntı yapıyor derimizde.
Kalan hikayeleri okumak da sizlere düşüyor. Yeraltı edebiyatının en iyisini okumak bizlerin hakkı.
Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi.
Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan
Sergei karakterini çok sevdim. İnanılmaz derinlikli karakterler yok ama okuması çok keyifliydi. Saçma sapan uzayan ayrılıklar yok. TSSB olan sergei ve koruma içgüdüsüyle sarıp sarmaladığı angelina'nın hikayesi.
Sergei daha iyi işlendiği için en çok onu sevdim
Şu anki favori dark romance kitabım bu, teşekkürler Sergeri Belov
*dövme sahnesine bayıldım evet*
"Çok yalnızdım. İnsanlarla konuşamıyordum. Hiç arkadaşım yoktu Sürekli korkuyordum....O güzeldi ve sahip olduğum tek saf şeydi."
Herkese selam. Ya ne zaman bu seriden bir kitap bitirsem "yenisini çabuk üstüme atın" modunda geziyorum, boşluğa düşüyorum resmen. Bu arada baştan söyleyim kesinlikle herkesin kaldırabileceği bir
olayları bağlama açısından okuduğum en iyi kitap günümüzden geçmişe geçmişten günümüze aktarım çok iyiydi ama tabi ki favori kitabım yalnızız mustafa ve oğlu milliyetçi tarafı vedia'nın yengesi de batı savunucusu olma görevini üstlenmiş bu durumda da ana kahramanımız orhan baya arada kalmış
Biz İnsanlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20212,906 okunma