Öncelikle yazarın kitaplarının birçok dile çevrildiğini ve bu kitabı ile de Dünya Fantezi Ödülü'nü aldığını söyleyerek başlayacağım.
Eser birbirinden bağımsız olan ancak ortak noktalarda buluşan altı öyküden oluşuyor. (Bu kitaba roman diyebilir miyiz emin değilim.)
Henüz yazmadığıama gelecekte yazmış olacağı kitapları bir internet sitesinde okuyan bir yazar ile kitaba başlıyoruz.
Benim en çok imrendiğim ikinci öyküde ise kendine ait posta kutusunda her gün yeni kitaplar bulan ve bunları evine sığdırmaya çalışan adamın öyküsü oldu. Düşünsenize tüm kitaplıklarınız doluyor ama arkası kesilmeyen kitapları sığdırabilmek için evdeki kanepeyi falan depoya kaldırıyorsunuz.
Dördüncü öykü ise maalesef hoşuma gitmedi. Öyküde günahları yüzünden cehennemde sonsuza dek kitap okumaya mahkum edilen biri var. Kitap okumanın ceza kavramı ile bağdaştırılmasını doğru bulmuyorum. Direkt böyle bir söylem yok belki ama okuyanların bilinçaltında bu bitişiklik kurulacaktır. (Ki kitap okumayı sevdirmeye çalışıyoruz.)
Öykü başlıkları şu şekilde:
Sanal Kütüphane
Ev Kütüphanesi
Gece Kütüphanesi
Cehennem Kütüphanesi
En Küçük Kütüphane
Soylu Kütüphane
Estetik kaygı güdülmeden yazılmış diye düşünüyorum. Anlatım olarak oldukça ve açık ve akıcı. Fantastik türünün gölgesinde yer alıyor diyebiliriz.
Efes Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri olan Celsus Kütüphanesi, MS 110 - 135 yılları arasında Celsus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmıştır.
Günümüzde ayakta duran kalıntılara bakıldığında, arka ve yan duvarların içlerinde bir sıra altta ve bir sıra da üstte olmak üzere dörtgen nişlerin var olduğu görülür.
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta
Hangi dilde ağlıyorsa insan
İşte ana dilidir ayrılmanın
Her sokağa şifa niyetine bir açlık
Güzereş kardaşlık bilinen en büyük uzakiık
Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk
Kitaplann arasında dolanmış ve sahte fikirlerle
dolandırılmış donatılmış aklanmış yeşermiş
Ve gri demirii bir yatılı okulda uzun uzun
Kimsesiz kimsesiz
Anadolu'nun bağrından kopan içinizi ısıtacak, sizi saracak, düşündürecek, sorgulatacak bir eser.
Ne çok hikayelerimiz, başarılarımız saklı aslında tarihin tozlu sayfalarında.
Türk milleti bugünkü varlığına kolay gelmedi. Kahramanlarımızın vatan sevgisi, yaptıklarını yürekten yapmaları ve inanmaları ile var oldu.
Mustafa Kemaller, Mustafa
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela
Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
Zoran Zivkoviç
Sırp yazar Zoran zivkoviç'in 2003 yılında Dünya Fantezi Ödüllü kitabından sonra bu kitabında da fanteziyi ilmek ilmek işliyor. Normalde fantezi çok okumadığım için kendimi denemek isteyip bu kitaba başladım. Kitap biraz kopuk geldi bana şöyle ki 6 bölümü var her bölümde karakter farklı bir yerde güne başlıyor mesela en küçük kütüphane bölümünde kitabın kapağı her kapandığında içi değişiyor farklı kitaba dönüşüyor. Sanal kütüphane bölümünde yazarın haberi olmayan bir sürü kitabı internette oluyor her bilgiyi içeriyor gibi olaylar etrafında yazılmış küçük bir kitap. Değişiklik olsun farklı tür okumak istiyorum derseniz eğer bu kitap diğerlerine göre baya farklı eğlenceli bi tarafı da var gerçekten olayları gözününüzde canlandırınca bir kitabın intihar etmesi, attıkça geri gelmesi, canlanması vs bir yandan ilgiyle okuttu kendini bana.
İyi okumalar :)
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın