Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biliyor musun Tyler, ilk kitaptan beri merak ettiğim tek şey bu.
“Neden aklındaki en önemli şey onu b*cermem olan azgın bir ergen gibi davranmıştım?”
Sayfa 34 - PukkaKitabı okuyor
"Öğrenmenin gerçekleşmesi de, bağımlılıkların oluşması da beynin belirli uyarılara tekrar tekrar maruz kalmasıyla meydana gelmekte ve zamanla güçlenmektedir. Öğrenme zamanla hafızanın güçlenmesine, bağımlılık ise zamanla bağımlılık yapan maddeye giderek daha fazla arzu duyulmasına yol açmaktadır."
Sayfa 133
Reklam
Esas önemli olan ergenlerin beyinlerinin içinde olanlar değil, olmayanlardı.
İçten Dışa Yaklaşımı
Bu yaklaşım şöyle söyler: Mutlu bir evliliğiniz olsun istiyorsanız, pozitif enerji yayan, negatif enerjiyi pekiştirmek yerine onu dışlayan biri olun. Daha cana yakın, uyumlu bir ergen çocuğunuz olsun istiyorsanız, daha anlayışlı, empatik, tutarlı, sevecen bir anne ya da baba olun. Daha rahat ve özgür bir işiniz olsun istiyorsaniz, daha sorumlu, daha yardımsever, daha fazla katkıda bulunan bir çalışan olun. Size güvenilmesini istiyorsanız, güvenilir bir insan olun. Yeteneklerinizin kabul görmesini, yani ikincil büyüklüğü istiyorsanız önce birincil büyüklüğe, yani karaktere odaklanın.
:D
yetişkin rolü oyna­yan bir ergen yine de ergendir. Gecelerde kafayı bulmanın ve yatmanın sizi birden bire ayrıcalıklı biri yapacağını hayal etmek, kılık değiştirerek Kızılderili olacağınıza inanmak demek olur.
Şimdi hüzünle düşünüyorum da ne kadar tuhaf bir yaşamımız var. Hepimizin. Ergen gibiyiz, ne çok arkadaş yitiriyoruz. Bir dönem yakınımızda olan arkadaşlarla çeşitli nedenlerle kopuyoruz. Kimi evlenip ya da boşanıp uzaklaşıyor, kimi ülke ya da kent değiştiriyor, kimiyle uyuşamadığımızı anlıyoruz, yerlerini yenileri alıyor. Sonra onlar da yerlerini yeni arkadaşlara bırakıyor. Kavgalar, küslükler, kıskançlıklar, çekememezlikler. İşin en acıklı yanı da gidenlerden pek iz kalmıyor geride. Niye kopulan arkadaşlardan bende bir iz kalmıyor, onu da anlamıyorum, hiç mi derin bir şey oluşmuyor aramızda?
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Her insan ergen olur ve bunu atlatır. Bazıları atlatmaya çalışırken büyük hatalar yapar ancak bizi olgunlaştıran ve karakterimizi kazanmamızı sağlayan da bu hatalardır.
Bir ergenin davranışlarına baktığında çok açık bir gerçek görürsün. Söz konusu karar verme mekanizması olduğunda, duygular her zaman mantığa üstün gelir. Hatta öyle ki ergen beynindeki mantık merkezinin duygulara karşı gram şansı yoktur.
Bir ergen, çekici bir film yıldızına bağlanabilir ve duygularının karşılığını almıyor olabilir, ama o kişi için o bağlılık gerçektir. Bağlanmanın tek taraflı olduğu böyle durumlarda buna "karşılıksız aşk" deriz.
Pdf, Geoaktif YayınlarıKitabı okuyor
Konusu değişik ve sayfa sayısı az olduğu için kolayca bitirdim. Köpeğin sokaklarda yaşadıkları üzücü geldi. Ameliyattan sonra ki değişimi garipti.İnsana dönüşmesini garipseyerek okudum. Böyle olmayı ben mi seçtim? Ameliyatta ölebilirdim. Rızamı aldın mı gibi tavrı bazen haklı, bazen de ergen erkek çocuğu gibi davranışları olduğunu düşündürttü. Okumak mı istiyorsunuz tavsiye ederim.
Reklam
Ataerkinin erkeklerde "bağlanamama" problemi yaratması hakkında
Ataerkiyle ittifak içinde olan anneler oğullarını doğru bir şekilde sevemezler, çünkü ataer­kinin onlardan oğullarını feda etmelerini isteyeceği bir an kaçınıl­maz olarak gelecektir. Bu an çoğunlukla ergenlikte, şefkatli ve sevecen birçok anne oğullarını güçsüzleştireceği korkusuyla onla­rı duygusal olarak beslemeyi bıraktığında gelir. Duygusal bağın kaybıyla baş edemeyen erkekler acıyı içselleştirir ve umursamazlık ya da öfkeyle gizler. Tutkuyla sevdikleri ilk kadın, yani anneleri, kendi sevgi bağına sadık kalmamışsa, partnerlerinin aşka sadık kalmasını nasıl bekleyebilirler? Bu erkekler yetişkin dönem­lerinde kurdukları ilişkilerde çoğunlukla partnerlerinin sevgisini sınamak için sürekli olarak uygunsuz davranışlar sergilerler. Reddedilen ergen erkek, artık annesinin sevgisine layık olmadığın­dan bu sevgiye ulaşamayacağını tahayyül ederken, yetişkin bir erkek olarak utanç verici uygunsuz hareketlerde bulunup yine de hayatındaki kadından koşulsuz sevgi sunmasını talep edebilir. Bu sınama geçmişin yaralarını iyileştirmez, sadece yeniden canlandı­rır. Çünkü sonunda kadın sınanmaktan yorgun düşer ve ilişkiyi bitirir, böylece terk edilme tekrarlanır. Bu dram birçok erkek için sevgiye itimat edemeyeceklerinin doğrulandığı anlamına gelir. Güçlü olmaya, hakim olmaya inanmanın daha iyi olduğuna karar verirler.
Sayfa 77 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Erkekler ve öfke -3- Ataerki anneye nefret doğuruyor
Birçok ergen oğlan çocuk ataerkil bir anneye karşı şiddet dolu bir küçümseme ve çfke hissiyle doludur; çünkü, ev dışındaki dünyada cinsiyetçiliğin annesini iktidarsız bıraktığını anlar ve annesinin evde kendisi üzerinde iktidar sahibi olmasına sinir olur. Ergen oğlan çocuk annesinin evdeki otokrat yönetimini meşru iktidar olarak görmez. Bunun sonucunda, kendisini düzene sokmak üzere psiko­lojik terör taktikleri kullanan annesine karşı öfke dolu olabilir, ancak benzer taktikler uygulayan erkek akran ya da otorite figürü­ne hayranlıkla karşılık verebilir. Ataerkil bir kültürde oğlan çocuk­lar erken yaşta annenin otoritesinin sınırlı olduğunu, iktidarının yalnızca ataerkinin emanetçisi olmaktan ileri geldiğini öğrenirler. Anne (ya da daha sonra onun yerini alacak sembolik anne) oğlunun yetişkin erkek istismarına maruz kalmasına göz yumduğundaysa oğlunun şiddetinin hedefi olacaktır. Yıllar önce The lncredible Hulk (Muhteşem Hulk) adlı televizyon dizisi birçok oğlan çocuğun en sevdiği programdı. Bu dizide, yoğun duygular hissettiğinde kızgın yeşil bir canavara dönüşen mülayim bir biliminsanı başroldeydi. Oğlan çocuklarla bu diziye duydukları merak üzerine görüşmeler yapan bir sosyolog, çocuklara Hulk'un gücüne sahip olsalar ne yapacaklarını sordu. Çocuklar "annelerini parçalayacaklarını" söylediler.
Sayfa 75 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Ergen erkek öfkesinin sebepleri ve sonuçları hakkında
Yetişkinlerin çoğu, ergen erkek öfkesinden ne kadar şikayet ederse etsin, kedere boğulmuş ve gözyaşlarını dur­duramayan bir ergen yerine öfkeli bir ergenle çok daha rahat başaçıkabilir. Oğlan çocuklar yasın üstünü öfkeyle örtmeyi öğrenirler. Oğlan çocuk ne kadar sorunluysa o kadar yoğun şekilde umursamaz görünür. Bağ kurma özleminin inkarı
Sayfa 63 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Babasız (fiziksel veya duygusal) büyüyen erkeklerde ataerkinin etkisi
Babaları ortalıkta olmayan genç erkekler bu arzunun yarattığı krizi en derin haliyle hissediyor gibi görünüyor. Gerçek bir yetişkin erkekle kurulan pozitif bağın yok­luğunda, bu genç erkeklerin ataerkil idealin abartılı erkekliğini kuşanma ihtimalleri daha fazla oluyor. Yeterli derecede erkek olamama korkusu çoğunlukla öfkeye dönüşüyor. Birçok ergen erkek kızgın; çünkü baba ve oğul arasındaki duygusal bağ fantezisi ve orada olacağını hayal ettikleri sevgi hiçbir zaman gerçeğe dönüş­müyor. Bu bağın yerine sadece boş bir arzu alanı var. Fantezinin gerçeğe dönüşmeyeceği, "baba yarasının" iyileşmeyeceği açığa çıktığında bile oğlan çocuklar bu boş arzuya tutunurlar. Bu, onlara bir tür arayış ve amaç verebilir, böylece bir gün o babayı bulacak­larını ya da çocuk sahibi olup hayalini kurdukları babaya dönüşe­ceklerini düşünürler.
Sayfa 62 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Kültürümüzde duygularıyla tam, eksiksiz bir şekilde temas kurma­larına izin verilen, sevme ve sevilme arzularını utanmadan ifade edebildikleri anlara müsaade edilen erkekler sadece küçük oğlan çocuklardır. Eğer gerçekten çok şanslılarsa, akranları tarafından katı cinsiyet rollerinin bir yetişkin erkek hapishanesindeki kadar sert bir şekilde dayatıldığı ataerkil okul sistemine dahil olmadan önce, içsel benlikleriyle ya da içsel benliklerinin bir kısmıyla ileti­şim halinde kalabilirler. Şans eseri ataerki karşıtı evlerde yaşayan az sayıdaki erkek, erken yaşta çifte hayat sürmeyi öğrenir: Evde hissedebilir, ifade edebilir ve var olabilir; ev dışında ataerkil erkek çocuk rolüne uyum sağlamak zorundadır. Ataerkil oğlan çocuklar, aynen yetişkin erkekler gibi kuralları bilirler: Kızgınlık hariç duy­gularını kesinlikle ifade etmemeleri gerektiğini bilirler; kesinlikle dişil ya da kadınsı olarak algılanacak bir şey yapmamaları gerekti­ğini bilirler. Ergen erkekler hakkında ülke çapında yürütülen bir araştırma, bu erkeklerin ataerkil erkekliği pasif bir şekilde kabul ettiğini açığa çıkardı. Araştırmacılar oğlan çocukların gerçek anlam­ da erkek olmak için saygıya layık olmaları, sert olmaları, sorunlar hakkında konuşmamaları ve kadınlara hükmetmeleri gerektiğini kabul ettikleri sonucuna ulaştılar.
Sayfa 54 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.