Toplum, doğası gereği, çocukluk cinselliğine düşmanca yaklaşır. O kadar düşmanca yaklaşır ki, mesele bastırmanin ne kadar katı olacağı noktasına, hatta zaman zaman insani olan her şeyi baskılayacağı noktaya kadar dayanır.
Sayfa 58Kitabı okudu
Arkana yaslanıp kendi durumunu değerlendirmedikçe bugünün dünden farkı olmuyor.
“Birbirine bağlılık olmadan hayat hiçbir anlam ifade etmez. Birbirimize ihtiyacımız var ve bunu ne kadar çabuk öğrenirsek, hepimiz için o kadar iyi.”
–Erik Erikson
Terapist bir kez deneyim kazandıktan sonra nadiren sistematik soru listelerini takip eder. Veri toplamak sezgisel ve otomatik bir hal alır.
Terapiden önce gerçekleşmez, terapinin kendisinin bir parçasıdır.
Erik Erikson'ın dediği gibi, "Geçmişi öğrenmek geçmişi yapmaktır."
Sayfa 211Kitabı okudu
Eğer kaç yaşında olduğunu bilmezsen kaç yaşında olurdun?
"Eğer kaç yaşında olduğunu bilmezsen, kaç yaşında olurdun?". Amerikalı beyzbol oyuncusu Satchel Paige'in bir sözü bu. Yaş kavramına bakış açımızı değerlendirmemizi sağlıyor. İnsan hayatının bilişsel, biyolojik ve psikososyal gelişimini göz önüne aldığımızda her zaman yaş ile değerlendirilen kategorizasyonlar görüyoruz. Bebeklik,
"Eğer her şey çocukluk dönemi ile açıklanırsa, o zaman her şey bir başkasının kusuru olarak değerlendirilir ve insanın kendi sorumluluğunu üstlenme gücüne duyulan güven de küçümsenmiş olur." Erik Erikson, s.130
Delikanlılıkta temel sorun, der, Erikson: "içinde derinlerde bir - erkek ya da kadın- insan olduğundan emin değilsin, tıpkı yeni baştan bütünlüğünü kurabileceğinden ve çekici olduğundan, dürtülerini dizginleyebileceğinden, gerçekte kim olduğunu bildiğinden, kim olmak istediğinden, başkalarına nasıl göründüğünden, yanlış bir arkadaşa, eşe, işe ya da öndere kendini kaptırmadan doğru kararı nasıl vereceğinden emin olmadığın gibi"...
Sayfa 64Kitabı okudu
Benlik bütünlüğü, izleyicilik yoluyla katılımın yanı sıra önderlik sorumluluğunun benimsenmesine de izin veren bir duygusal bütünlüğü gerektirir.
Sayfa 41Kitabı okudu
Bütünlük sahibi kişi, insanın çabalarına anlam kazandıran çeşitli yaşam biçimlerinin göreliliğinin bilincinde olmakla birlikte, kendi yaşam biçiminin onurunu tüm fiziksel ve ekonomik tehditlere karşı korumaya hazırdır. Çünkü bilmektedir ki, bireysel yaşam, yalnızca, kişinin yaşam süreci ile tarihin bir kesimi arasında rastlantısal bir çakışmadır. Bilir ki, tüm insan bütünlüğü kendisinin de içinde yer aldığı bir bütünlük biçemiyle ayakta durur ya da yıkılır.
Sayfa 40Kitabı okudu
"Bir çocuğu semptomuyla karıştırmayın." diye yazıyor psikoterapist Erik Erikson. DEB'li çocuğun sıkıntılı davranışlarıyla başa çıkmak söz konusu olduğunda yetişkinlerin benimsemesi gereken en iyi tutum şefkatli ilgidir. Şefkat, çoğu zaman sadece çirkin bir davranış olarak görülen yüzeyin altında, endişeli ve duygusal olarak acı çeken çocuk içindir. İlgi, eğer gerçek ve açık fikirliyse, çocuğun bize belirli bir davranışla- hatta durumun bizden daha az farkında olduğu halde- hangi mesajı iletmeye çalıştığını düşünmemizi sağlar.
Sayfa 182Kitabı okudu
Her çocuğun içinde bir mucize vardır
Her aşamada , her çocuğun içinde yeni bir mucizenin gelişmeye hazır filizi vardır ki , herkes için yeni bir umut ve sorumluluk taşır.
Erik Erikson
Sayfa 5Kitabı okudu
Eğer kişi biricik yükümlülüğü olarak işini görür ve değerliliğin tek ölçütü "işe yarama" olursa, teknolojinin ve kendisini sömürme konumunda olanların uydumcu ve düşüncesiz kölesi durumuna gelir.
Sayfa 25Kitabı okudu
Okul ister tarla, ister orman, isterse dershane olsun. Çocuk, coşkun imgelemi evcilleştirilip kişisel olmayan şeylerin yasalarıyla (hatta okuma, yazma, aritmetik) gemlenirken, geçmişteki umut ve isteklerini unutmak zorundadır.
Sayfa 22Kitabı okudu
Yanı sıra şimdilerde piskosomatik hastalıklara atlama da söz konusu. Bu, sanki kültür bir insanı, kendinin aşırı ölçüde reklamını yapmaya ve böylece kendi reklamıyla özdeşim kurmaya zorlamış da, bundan kurtuluşunun tek yolu hastalıkmış gibi bir durumdur.
Sayfa 19Kitabı okudu
Utanç, yeterince incelenmemiş bir duygudur. Çünkü bizim kültürümüzde utanç, suçluluk duygusu tarafından oldukça erken ve kolayca yutuluvermiştir. Aslında utanç kişinin tümüyle gözler önüne serili olduğunu ve kendisine bakıldığının bilincinde, tek sözcükle kendinin bilincinde olduğunu varsayar. Kişi gözler önündedir, ama görülmeye hazır değildir.
Sayfa 12Kitabı okudu