Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra S.

Esra S.
@esraselim
Moleküler Biyolog
13 Mayıs
8 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Esra S. tekrar paylaştı.
Çok karşığım. Bir yanım olabildiğince ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanabiliyor ve heyecanını koruyor. Bu iki heyecan arasında ben, eziliyorum . . Frida Kahlo ..
Reklam
Sevgi akıl işi değil, kalp işidir. Her sevgi böyledir; çünkü sevginin ana yatağı akıl değil kalptir. Modern dünyanın Müslümanları olarak bizler ne yazık ki bu hakikati bilerek ya da bilmeyerek bazen ihmal etmekteyiz. Her şeyi kaplerimiz ile severken, iş Allah (c.c) ve Resulü’ne (sav) gelince en büyük akılcı kesilir, bu meseleyi akla havale etmeye çalışırız. Ancak unutmamamız gereken bir hakikat var ki muhabbet sadece aklın işi değil, kalbin ve yüreğin işidir. Kişi aklı ile anlar, tanır, kavrar; ama yüreği ile sever
Sayfa 45 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
"İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır : Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Sayfa 177 - Envar NeşriyatKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“..şimdi iki lokma farzediyoruz. Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddi maddeden kırk para; diğer lokma, en a'lâ baklavadan on kuruş olsa.. bu iki lokma, ağıza girmeden, beden itibariyle farkları yoktur, müsavidirler; boğazdan geçtikten sonra, cesed beslemesinde yine müsavidirler belki bazan kırk paralık peynir daha iyi besler. Yalnız, ağızdaki kuvve-i zaikayı okşamak noktasında yarım dakika bir fark var. Yarım dakika hatırı için kırk paradan on kuruşa çıkmak, ne kadar manasız ve zararlı bir israf olduğu kıyas edilsin.“
Sayfa 168 - Envar NeşriyatKitabı okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck
8.6/10 · 172,3bin okunma
Reklam
“İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.”
Sayfa 51 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
276 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İslam Diyen Kızlar
İslam Diyen Kızlarİhsan Şenocak
9.3/10 · 1.556 okunma
Gafletin mertebeleri muhteliftir. Herkes her mertebede bu hakikatı tamamıyla hissedemez. Çünki gaflet; hissi ibtal ediyor. Ve bu zamanda öyle bir derecede ibtal-i his etmiş ki, bu elîm elemin acısını ehl-i medeniyet hissetmiyorlar.
Sayfa 143 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Ey insan, hiç mümkün müdür ki: Sana bu sîmayı veren ve o sîmada böyle bir sikke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz'eden zât seni başıboş bıraksın, sana ehemmiyet vermesin, senin harekâtına dikkat etmesin, sana müteveccih olan bütün kâinatı abes yapsın, hilkat şeceresini meyvesi çürük, bozuk, ehemmiyetsiz bir ağaç yapsın? Hem hiçbir cihetle şübhe kabul etmeyen ve hiçbir vechile noksaniyeti olmayan, güneş gibi zahir olan rahmetini ve ziya gibi görünen hikmetini inkâr ettirsin? Hâşâ!.. Ey insan! Bil ki: O rahmetin arşına yetişmek için bir mi'rac var. O mi'rac ise "Bismillahirrahmanirrahîm"dir. Ve bu mi'rac ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak istersen, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın yüzondört surelerinin başlarına ve hem bütün mübarek kitabların ibtidalarına ve umum mübarek işlerin mebde'lerine bak. Ve Besmelenin azamet-i kadrine en kat'î bir hüccet şudur ki: İmam-ı Şafiî (R.A.) gibi çok büyük müçtehidler demişler: "Besmele tek bir âyet olduğu halde Kur'anda yüzondört defa nâzil olmuştur."
Sayfa 117 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Esra S. tekrar paylaştı.
İnsan, insana söyleyemediklerinden ibarettir. . . 🍁
Reklam
Âlem-i bekanın nass-ı hadîsle sinek kanadı kadar bir nuru, ebedî olduğu için, bir insanın müddet-i ömründe dünyadan aldığı lezzet ve nimete mukabil geldiği halde; bazı bîçare insanlar, bir sinek kanadı kadar bu fâni dünyanın lezzetini, o bâki âlemin, bu fâni dünyasına değer lezzetlerine tercih edip, şeytanın arkasında gider.
Sayfa 90 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Nasıl ki bin ve on çekirdeği bulunan bir zât, o çekirdekleri toprak altında bir muamele-i kimyeviyeye mazhar etse; ondan on tanesi ağaç olmuş, bini bozulmuş. O on ağaç olmuş çekirdeklerin o adama verdiği menfaat, elbette bin bozulmuş çekirdeğin verdiği zararı hiçe indirir.
Beşer, fıtraten şu kâinatın Hâlık'ına karşı hadsiz bir muhabbet üzerine yaratılmıştır. Çünki fıtrat-ı beşeriyede cemale karşı bir muhabbet ve kemale karşı perestiş etmek ve ihsana karşı sevmek vardır. Cemal ve kemal ve ihsan derecatına göre, o muhabbet tezayüd eder. Aşkın en münteha derecesine kadar gider. Hem bu küçük insanın küçücük kalbinde, kâinat kadar bir aşk yerleşir. Evet kalbin mercimek kadar bir sandukçası olan kuvve-i hâfıza, bir kütübhane hükmünde binler kitab kadar yazı, içinde yazılması gösteriyor ki: Kalb-i insan, kâinatı içine alabilir ve o kadar muhabbet taşıyabilir.
“Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeye ittibaından hissesi ziyade ola. Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeyi takdir etmeyip, bid'alara giriyor.“
“Sünnet-i Seniyenin vaziyete temas eden mes'elelerine ittiba ettikçe, benim bütün ağırlıklarımı alıyor gibi bir hıffet buluyordum. Bir teslimiyetle tereddüdlerden ve vesveselerden, yani "Acaba böyle hareket hak mıdır, maslahat mıdır?" diye endişelerden kurtuluyordum. Ne vakit elimi çektiysem, bakıyordum: Tazyikat çok. Nereye gittikleri anlaşılmayan çok yollar var. Yük ağır, ben de gayet âcizim. Nazarım da kısa, yol da zulümatlı. Ne vakit Sünnete yapışsam; yol aydınlaşıyor, selâmetli yol görünüyor, yük hafifleşiyor, tazyikat kalkıyor gibi bir halet hissediyordum.”
64 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.