Kabri cennet olsun. Ali Yakup Bey'in Osmanlı hayranlığına, hayran olurdum. Kendisine:
"Yahu hazret, ben Türk oğlu Türküm, Selçuklunun merkezi olan Konya'danım. Yahu Osmanlı hayranlığı sende, benden fazla. Bunun sebebi nedir?" diye sorduğumda, zarif, lâtif, dürüst insan, yalan bilmeyen insan, şöyle cevap vermişti:
"Sizler mirasyedisiniz. Mirasyedi, nimetin kadrini bilmez. Zengin çocuğu, zenginliğine şükretmez. Hamal çocuğu, irgat çocuğu, dul ana çocuğu, nimetin kadrini bilir, şükreder. Aç, su- suz kalmış, kıtlık günleri geçirmiş, felâketli anlar yaşamıştır. Hic- retler, gurbetler, hicranlar tatmıştır... Sizler, Müslüman muhitte, Müslüman evde, Müslüman ailede büyüdünüz, yetiştiniz, geliştiniz.
"Osmanlı gelmeseydi, ben bugün, neuzübillâh, bir kâfirdim, bir Sırplı idim. Kıpkızıl bir Hırvat yahut Sırp Islav idim. Kâfir Makedonyalı, Karadağlı ne ise ben de o idim... Fakat Osmanlı gelmiş, elhamdulillah, beni zulmetten nura çıkarmış, kurtarmış...
"İslâmiyet gibi bir dini bana din olarak getirip tanıtmış; Peygamber-i Zişan gibi bir peygamberi, bana lider yapmış; hak- kı, hukuku, hakikati, batili, efsaneyi, hurafeyi ayırdetmeyi öğret- miş. Ben sayılamayacak kadar çok, kadri ölçülemeyecek kadar değerli nimetleri İslâmiyet'le kazanmışım... İslâmiyet'i bana getiren Osmanlıdır."