Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ankara'ya Yürüyüş
"Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim." A. Galip TOKÇA, İki Mütareke Arasında Mudanya, s. 14
Sayfa 349Kitabı okudu
23 Nisan'da Hangi Meclis Toplandı?
Seçimle iş başına gelen son Meclis-i Mebusan (Osman lı'nın son parlamentosu) 12 Ocak 1920'de ilk toplantısını yaptı. Fakat 16 Mart 1920'de başkent işgal edildi ve parlamento, işgal güçlerinin baskısıyla, 11 Nisan 1920'de resmen kapatıldı. Ama kapatıldıktan sadece 12 gün sonra, 23 Nisan 1920'de Ankara'da "Büyük
Reklam
Ehl-i ilim “İşgal altındaki Kudüs’e gitmek caiz midir, değil midir?” diye tartışa dursun, Kudüs’ten selam var, Filistinli kardeşlerimizden mesaj var cümle Kudüs sevdalılarına: “Lütfen buraya gelin. 3 km uzağındaki bir Filistinli gelemiyor buraya ama hasretiyle yaşayıp ölüyor. İşgalciler Filistinlileri Mescid-i Aksâ’dan uzak tutmak istiyor. Gidilmeyi hak eden üç mescitten ziyarete muhtaç olanı Mescid-i Aksâ. Burada sizin tarihiniz var. Kudüs’ün yüzde sekseni sizin ecdadınızın, gazilerinizin döşediği taşlardan oluşuyor. Buraya geldiğinizde dokunduğunuz her taş sizinle! konuşacak. Bizden önce onlar size “Hoş geldiniz” diyecek. Tek isteğimiz bizi yalnız bırakmamanız. Siz gelince biz mutlu oluyoruz. Kendimizi güçlü hissediyoruz. Gelişinizle, “Bu mescidin sahibiyiz” diyorsunuz. “Biz burayı sahipsiz bırakmayız.” mesajını veriyorsunuz. Ey başı miraca yükselir gibi dik duran Filistinli! İmanlı, yürekli, vefalı Kudüs ehli! Selam olsun size. İnanın sizin bize değil bizim size ihtiyacımız var. Kudüs’ün, Aksâ’nın bize ihtiyacından ziyade bizim oraya gelmeye ihtiyacımız var. İnsanlığımızı gözden geçiriyor, müminliğimizi yeniden sorguluyoruz sayenizde .
Sayfa 66 - E-KitapKitabı okudu
Mudanya Bidayet Mahkemesi sorgu yargıcı Abdullah Galip Tokça, dini bütün bir Müslümandı. Çok önemli bir engel yoksa cuma namazını kaçırmazdı. Aptesini aldı. İçinden, millete sabır vermesi, memleketi esenliğe çıkarması, orduya zafer nasip etmesi için Allah'a dua ede ede camiye geldi. Ortalarda bir yer bulup oturdu. Kimsenin neşesi yoktu. Her gün köylerden Yunanlıların yaptığı rezilliklerle ilgili haberler geliyordu. Birtakım vurdumduymazlar dışında halk azap İçindeydi. Cami hocası vaazının başında şöyle dedi: "Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim." Abdullah Galip Bey'in midesi bulandı. Toparlanıp camiden çıktı. "Keşke kalkıp itiraz etseydim, böyle düşünmenin Müslümanlığa uymadığını, Allah'a saygısızlık olduğunu söyleseydim" diye pişman oldu ama artık çıkmıştı..
Sayfa 349 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
“Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah’a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, meclislerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim.”
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.