Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah’a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, meclislerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim.”
Mudanya Bidayet Mahkemesi sorgu yargıcı Abdullah Galip Tokça, dini bütün bir Müslümandı. Çok önemli bir engel yoksa cuma namazını kaçırmazdı. Aptesini aldı. İçinden, millete sabır vermesi, memleketi esenliğe çıkarması, orduya zafer nasip etmesi için Allah'a dua ede ede camiye geldi. Ortalarda bir yer bulup oturdu. Kimsenin neşesi yoktu. Her gün köylerden Yunanlıların yaptığı rezilliklerle ilgili haberler geliyordu. Birtakım vurdumduymazlar dışında halk azap İçindeydi. Cami hocası vaazının başında şöyle dedi: "Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim." Abdullah Galip Bey'in midesi bulandı. Toparlanıp camiden çıktı. "Keşke kalkıp itiraz etseydim, böyle düşünmenin Müslümanlığa uymadığını, Allah'a saygısızlık olduğunu söyleseydim" diye pişman oldu ama artık çıkmıştı..
Sayfa 349 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ehl-i ilim “İşgal altındaki Kudüs’e gitmek caiz midir, değil midir?” diye tartışa dursun, Kudüs’ten selam var, Filistinli kardeşlerimizden mesaj var cümle Kudüs sevdalılarına: “Lütfen buraya gelin. 3 km uzağındaki bir Filistinli gelemiyor buraya ama hasretiyle yaşayıp ölüyor. İşgalciler Filistinlileri Mescid-i Aksâ’dan uzak tutmak istiyor. Gidilmeyi hak eden üç mescitten ziyarete muhtaç olanı Mescid-i Aksâ. Burada sizin tarihiniz var. Kudüs’ün yüzde sekseni sizin ecdadınızın, gazilerinizin döşediği taşlardan oluşuyor. Buraya geldiğinizde dokunduğunuz her taş sizinle! konuşacak. Bizden önce onlar size “Hoş geldiniz” diyecek. Tek isteğimiz bizi yalnız bırakmamanız. Siz gelince biz mutlu oluyoruz. Kendimizi güçlü hissediyoruz. Gelişinizle, “Bu mescidin sahibiyiz” diyorsunuz. “Biz burayı sahipsiz bırakmayız.” mesajını veriyorsunuz. Ey başı miraca yükselir gibi dik duran Filistinli! İmanlı, yürekli, vefalı Kudüs ehli! Selam olsun size. İnanın sizin bize değil bizim size ihtiyacımız var. Kudüs’ün, Aksâ’nın bize ihtiyacından ziyade bizim oraya gelmeye ihtiyacımız var. İnsanlığımızı gözden geçiriyor, müminliğimizi yeniden sorguluyoruz sayenizde .
Sayfa 66 - E-KitapKitabı okudu
23 Nisan'da Hangi Meclis Toplandı?
Seçimle iş başına gelen son Meclis-i Mebusan (Osman lı'nın son parlamentosu) 12 Ocak 1920'de ilk toplantısını yaptı. Fakat 16 Mart 1920'de başkent işgal edildi ve parlamento, işgal güçlerinin baskısıyla, 11 Nisan 1920'de resmen kapatıldı. Ama kapatıldıktan sadece 12 gün sonra, 23 Nisan 1920'de Ankara'da "Büyük
Ankara'ya Yürüyüş
"Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim." A. Galip TOKÇA, İki Mütareke Arasında Mudanya, s. 14
Sayfa 349Kitabı okudu
MUDANYA'da İşgal Komutanlığına bağlı Yunan askerleri kahvelere girerek oturanları uyardılar: "Bugün cuma, dininize saygı gösterin, hayde vre herkes camiye!" Böylece dinine dokunulmamasından başka bir şey istemeyen, düşünmeyen yobazların gönlünü kazanıyorlardı. Namaza daha vakit vardı ama işgalci askerlerle itişmemek için halk kalktı, camiye yollandı. Mudanya Bidayet Mahkemesi sorgu yargıcı Abdullah Galip Tokça, dini bütün bir müslümandı. Çok önemli bir engel yoksa cuma namazını kaçırmazdı. Aptesini aldı. İçinden, millete sabır vermesi, memleketi esenliğe çıkarması, orduya zafer nasip etmesi için Allah'a dua ede ede camiye geldi. Ortalarda bir yer bulup oturdu. Kimsenin neşesi yoktu. Her gün köylerden Yunanlıların yaptığı rezilliklerle ilgili haberler geliyordu. Birtakım vurdumduymazlar dışında halk azap içindeydi. Cami hocası vaazının başında şöyle dedi: "Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenabı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim."
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
Benimde midem bulandı şimdiki yöneten zihniyetle aynı…
“Ey müslümanlar !Neden mağlup olduk?Neden şehirleriniz işgal edildi?İyi düşününüz.Çünkü Allah a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık.Bu işgalciler ,hiç şüphe yok ki ,dini görevlerini ihmal edenleri,dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı.Camilerimiz,mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor.Bu nimetin kadrini bilelim.” Abdullah Galip Bey’in midesi bulandı…
Sayfa 349Kitabı okudu
"Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim." Abdullah Galip Bey'in midesi bulandı. Toparlanıp camiden çıktı. "Keşke kalkıp itiraz etseydim, böyle düşünmenin Müslümanlığa uymadığını, Allah'a saygısızlık olduğunu söyleseydim" diye pişman oldu ama artık çıkmıştı. Üzüntü içinde işine döndü. Din konusundaki cahilliğin ne kadar tehlikeli olduğunu sürekli görmekteydiler. Dinde cahillik ile ihanet arasında usturanın ağzı kadar incecik bir aralık vardı.
Sayfa 349 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Geçtim
yüzünü aradım, geçtim... geçtim: şarkıları paramparça görmekten, bu satırları yazmaktan geçtim! oysa hep kalemimle değil, bir gün kanımla kıpkızıl yazmak istedikleri vardı benim de; onları henüz yazmamış olmaktan geçtim... çalışma masamdan kalkarak elimdeki fincanı duvara çarpıp paramparça etmekten geçtim! geçtim: sabahla birlikte kaynayan
Sayfa 232 - Öteki Yayınevi 2.baskı
Birtakım vurdumduymazlar dışında halk azap içindeydi. Cami hocası vaazının başında şöyle dedi: "Ey Müslümanlar! Neden mağlup olduk? Neden şehirlerimiz işgal edildi? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim." Abdullah Galip Bey'in midesi bulandı. Toparlanıp camiden çıktı
Sayfa 349Kitabı okudu
Reklam
Ey işgalciler; İnsanları öldürmekle kötülük dolu hayatlarınızın cezasını çekmekten kurtulacağınızı sanıyorsanız aldanıyorsunuz. 🪖
Yüz yıl sonra değişen hiçbir şey yok. Felaketler farklı ama kafa aynı kafa !
''Ey Müslümanlar ! Neden mağlup olduk ? Neden şehirlerimiz işgal edildi ? İyi düşününüz. Çünkü Allah'a kulluk görevimizi ihmal etmeye başlamıştık. Bu işgalciler, hiç şüphe yok ki, dini görevlerini ihmal edenleri, dinsizleri terbiye için Cenab-ı Hak tarafından yollandı. Camilerimiz, mescitlerimiz şimdi bu işgalciler sayesinde doluyor. Bu nimetin kadrini bilelim.''
Sayfa 349 - Bilgi - Şubat - 2020Kitabı okudu
Ey İşgalciler:
"İnsanları öldürmekle kötülük dolu hayatlarınızın cezasını çekmekten kurtulacağınızı sanıyorsanız aldanıyorsunuz."
Sayfa 106 - Sel Yayıncılık - 4. Baskı - 2019Kitabı okudu
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.