Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gel sevdiğim, gel güzelim, gel gülüm, gel direğim!
Sayfa 150Kitabı okudu
Saat çalar, zaman yürür, Ben susarım, otururum; Saat çalar, zaman yürür. Geçen günler, aylar, yıllar Ve yüzyıllar, ben dururum; Geçer günler, aylar, yıllar…
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
sokak
Sokakta gün, sokakta gece, Ben sen o biz kuş ve karınca. Sokaktan gelir vehimlerim, Sokakta geçer bayramlarım. Sokakta kibarlar, sakatlar, Alaylar, düğünler, tabutlar. Sokakta ağlanır, gülünür, Hayal kurulur ve ölünür.
Sayfa 136Kitabı okudu
Bilir misiniz, bizden uzaktakiler Neler taşır size her gün şu gemiler? Aşarak binbir dağdan, engin denizden, Bilmedik yerdeki kardeşlerinizden Umutlar.
Sayfa 131Kitabı okudu
Yolcu ölmüş; işte ayaklar hür! Yolcu ölmüş; ayaklar düşünür...
Sayfa 128Kitabı okudu
Ayaklarım, az gide uz gide, Ayaklarım, ümitler peşinde!
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Fahri Abla
FAHRİYE ABLA Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, Kapanırdı daha gün batmadan kapılar. Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Aynalar
Gençliğimi kaybettim birtakım odalarda; Kaybolan gençliğimi aradığım aynalarda Ölüler dolaşıyor böğürlerinde elleri, Aynı şeyi arayan akraba hayalleri. Yalnız taze bir kadın yaşlılığı arıyor; Yaşlılığım ! yaşlılığım ! diye yalvarıyor. Sırları dökülüyor baktığı aynaların; Söndürüp yürüyor bir bir aynaları kadın.
Sayfa 124Kitabı okudu
BiTMEZ TÜKENMEZ CAN SlKINTISI
Bir bıçak saplı durur göğsünde, Hangi su tasına uzansan boş; Hangi pencereye koşarsan koş Aynı siyah güneş gökyüzünde. Aynı siyah güneş, aynı siyah, Aynı susayış, aynı koşuş, aynı... Of. . . hep aynı şey, aynı şey, aynı şey, Aynı, aynı, aynı, aynı, aynı...
Sayfa 122Kitabı okudu
Heyhat
Neden sonra Gelin bana, yeniden gelin Harvurup savurduğum anlar! Doğrulun mezarlarınızdan Boş yere harcadığım günler! Durun, geçmesin zaman, durun Elimle kurduğum saatler! Haydi, yola artık, tavlada Çoktandır beklettiğim adar! Emzirin, emzirin açlığımı Vakitsiz sağdığım memeler! Açık denizlere çıkın, ey Koyda uyuklayan gemiler, Neden sonra ...
Reklam
Ve Bulutlar
Üzerimizde bir kanat sesidir Geceyi sararken fecir, bulutlar; Hangi bir diyara gider, kimbilir Hangi iklimlerden gelir bulutlar? Sürür saçlarından onları rüzgar, Dökerler toprağa tohum ve bahar; Solgun yüzümüzü unutmayan yar Ve alnımızdaki eldir bulutlar. Gökyüzü bir sonsuz rüya denizi; Besleyen onlardır düşlerimizi. Her akşam peşinde götürür bizi, Aşarken dağları bir bir, bulutlar.
Bulutlar
Yeşil gözlerinde akşamın rengi Mor gagalarında fecir, bulutlar. Bitmez tükenmez kuş sürüsü gibi Dağlar arkasından gelir bulutlar. Bulutlar binlerce ve dizi dizi Batı uçlarında dikilmiş putlar. Bulutlar her akşam içip denizi Gökkubbede şölen kuran mabutlar. Bulutlar kuzeyin buz dağlarından Sıcak vadilere inen mamutlar. Ve gözlerimize dolup da bazan Döken içimize zehir, bulutlar!
eviçi
Süzülür odama her sabah erken, Bir gümüş ve yayvan tepside gülen Gözlerinin daha uyku ucunda; En serin su buhar olur avcunda. Ve bir rüya gibi sessiz yürürken Yumuşak zincirini sürüyecekten Avuç içi kadar ufak odamda. Sanki küçük kalbi vurur eşyamda. Her şey yankılanır onun sesinden, Ayırdedilemezken gölgesinden Elinin dokunmuş olduğu şeyler Ürperir, canlanır sanki ve güler. Çiçekleri sularken akşamüstü Bol saçlı başında tembel bir örtü, Yumuşak zincirini sürüyecekten Eski bir şarkıyı tekrarlar, neden: Pencereden selam verir mendilim Senden başka yoktur benim sevgilim ...
Bu ne biçim Postacı Üç defa çalıyor kapıyı Bu ne biçim kel Hem merhemi var Hem sürmüyor başına Bu ne biçim biçimler İstediğiniz kadar çoğaltılabilir Memleket çok müsait buna Örneğin yeni bir komşu taşındı karşıya Bir baktım Fahriye Abla! Kırk yıllık bir rötar yapmış Erzincan Treni Ben gelmişim şu yaşıma O ise şiirdeki yaşından gün almamış daha Benimki ne biçim hayat Uymuyor ne gördüklerime ne duyduklarıma ne okuduklarıma Ben ne biçim benim Ne kendime benziyorum Ne başkalarına
Sayfa 45 - metisKitabı okudu
Fahriye Abla
Hava keskin bir kömür kokusuyIa doIar Kapanırdı daha gün batmadan kapıIar Bu afyon ruhu gibi baygın mahaIIeden HayaIimde tek çizgi bir sen kaImışsın sen! HüIyasındaki geniş aydınIığa güIen GözIerin , dişIerin ve akpak gerdanınIa Ne güzeI komşumuzdun sen Fahriye abIa Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi SarmaşıkIarIa baIkonu örtük bir evdi Güneşin batmasına yakın saatIerde Yıkanırdı göIgesi kuytu bir derede Yaz kış yeşiI bir saksı ıtır pencerede Bahçede akasyaIar açardı baharIa Ne şirin komşumuzdun Fahriye abIa Önce upuzun sonra kesik saçın vardı Tenin buğdaysı , boyun bir başak kadardı İçini gıcıkIardı bütün erkekIerin AItın biIezikIerIe doIu biIekIerin AçıIırdı rüzgarda kısa etekIerin Açık saçık şarkıIar söyIerdin en fazIa Ne çapkın komşumuzdun sen Fahriye abIa
482 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.