Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bahçende akasyalar açardı baharla Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Sayfa 67 - Everest Yayınları, 1. Basım, Ocak 2015.Kitabı okudu
eviçi
Süzülür odama her sabah erken, Bir gümüş ve yayvan tepside gülen Gözlerinin daha uyku ucunda; En serin su buhar olur avcunda. Ve bir rüya gibi sessiz yürürken Yumuşak zincirini sürüyecekten Avuç içi kadar ufak odamda. Sanki küçük kalbi vurur eşyamda. Her şey yankılanır onun sesinden, Ayırdedilemezken gölgesinden Elinin dokunmuş olduğu şeyler Ürperir, canlanır sanki ve güler. Çiçekleri sularken akşamüstü Bol saçlı başında tembel bir örtü, Yumuşak zincirini sürüyecekten Eski bir şarkıyı tekrarlar, neden: Pencereden selam verir mendilim Senden başka yoktur benim sevgilim ...
Reklam
Olvido
Hoyrattır bu akşamüstüleri daima. Gün saltanatıyla gitti mi bir defa Yalnızlığımızla doldurup her yeri Bir renk çığlığı içinde bahçemizden, Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan Lavanta çiçeği kokan kederleri; Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar Unutuşun o tunç kapısını zorlar Ve ruh, atılan oklarla delik
Bulutlar
Yeşil gözlerinde akşamın rengi Mor gagalarında fecir, bulutlar. Bitmez tükenmez kuş sürüsü gibi Dağlar arkasından gelir bulutlar. Bulutlar binlerce ve dizi dizi Batı uçlarında dikilmiş putlar. Bulutlar her akşam içip denizi Gökkubbede şölen kuran mabutlar. Bulutlar kuzeyin buz dağlarından Sıcak vadilere inen mamutlar. Ve gözlerimize dolup da bazan Döken içimize zehir, bulutlar!
Uzaktadır her şey; gökyüzü, deniz. Her an peşimizden koşan gölgemiz, Özlenen limanlar, yanan yıldızlar. Uzaktadır her şey; anneler, kızlar... Uzaktadır her şey, hep... yalnız ölüm, Her yerde, her an yakınımız ölüm
BALAD
Yağmurlar dindiği zaman Geleceksin Ki karanlık ölümdür. Işığım söndüğü zaman Güleceksin Ki karanlık ölümdür. Karanlığımda dişlerin
Reklam
Kar
Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanlık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze inceden Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan Sesin nerde kaldı? Kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram Buğulandıkça yüzü her aynanın Beyaz dokusunda bu saf rüyanın Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış Sırf unutmak için, unutmak ey kış! Büyük yalnızlığını dünyanın.
Ve Bulutlar
Üzerimizde bir kanat sesidir Geceyi sararken fecir, bulutlar; Hangi bir diyara gider, kimbilir Hangi iklimlerden gelir bulutlar? Sürür saçlarından onları rüzgar, Dökerler toprağa tohum ve bahar; Solgun yüzümüzü unutmayan yar Ve alnımızdaki eldir bulutlar. Gökyüzü bir sonsuz rüya denizi; Besleyen onlardır düşlerimizi. Her akşam peşinde götürür bizi, Aşarken dağları bir bir, bulutlar.
BiTMEZ TÜKENMEZ CAN SlKINTISI
Bir bıçak saplı durur göğsünde, Hangi su tasına uzansan boş; Hangi pencereye koşarsan koş Aynı siyah güneş gökyüzünde. Aynı siyah güneş, aynı siyah, Aynı susayış, aynı koşuş, aynı... Of. . . hep aynı şey, aynı şey, aynı şey, Aynı, aynı, aynı, aynı, aynı...
Sayfa 122Kitabı okudu
Fahriye Abla
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, Kapanırdı daha gün batmadan kapılar. Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla! Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi, Sarmaşıklarla balkonu örtük bir
Sayfa 68 - Everest Yayınları, 6. BasımKitabı okudu
485 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.