Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Oralarda aşk vardır evladım. Orada aşk birdir, biredir. Buradaysa ancak onun taklitleri gezer. Orada aşk gökyüzünü mesken tutarken burada sokaklarda, caddelerde gezer.”
Burası yokluk kapısıdır var ile gelinmez, burası hiçlik kapısıdır çok ile gelinmez, burası darlık kapısıdır bol ile gelinmez. Lakin siz varlıktan geliyorsunuz, bolluktan, çokluktan geliyorsunuz. Burası sizin eğleşeceğiniz yer değildir...
Reklam
Üç isteğim vardır senden, bu kapıdan girmen için yapman gereken üç şey; ilkin malını ve mülkünü terk edeceksin. Zira mal ve mülk sana imtihandır, mal sevgisi ile Allah sevgisi ayn sinede yan yana duramaz. Sonra şöhretinden, makamından vazgeçeceksin, zira şöhret bir zehirli oktur. Şöhretin muhabbetini bir kez tadarsan, zannedersin küçük dağlar senindir. Ve nefsini ayaklarının altında alıp da ezeceksin. Zira seninle beraber, her daim seni duyan, sana söyleyen bir düşmandır o. Çok yakındır ama bildirmez kendini. Madem ki bu kapıdan girmek dilersin o vakit ilk imtihanın şudur ki şimdi git üzerindeki şu kürkü bile çıkarmadan omzuna bir sırık al ve ciğer sat halkın içinde. Bundan sonra kadı değil, bir ciğer satıcısı olacaksın"...
Anlat bu dünyanın rüyadan ibaret olduğunu. Anlat nefsin apaçık düşman olduğunu. Dert, bela, darlık, yokluk geldiği vakitte de muhabbet, ferahlık, bolluk geldiği vakitte de verenin Allah olduğun anlat. Yokluğun Rabbi de Allah, bolluğun Rabbi de. Derdin Rabbi de O, muhabbetin Rabbi de. İnsan sahip değildir, insan aciz, insan garip, insan güçsüz. Anlat onlara...
Bu dünya bir yokluk alemidir. Var dedikleriniz de yoktur yok dedikleriniz de. Lakin insan her şey var zanneder. Hatta her şeyi kendinin zanneder. Öyle çok sever ki bu dünyada sahip olduklarını vazgeçerse her şey biter diye vehmeder. Malı olur bırakamaz, mülkü olur satamaz, şöhreti olur yıkamaz. Ne tuhaf şey! Bu alem bir rüya alemine benzer oysa. Rüyada sahip olduklarınızı uyanınca yanınızda bulabilir misiniz? Hem rüyanızda var olanla uyanınca yok diye dertlenir misiniz? İşte bu alemde o rüya misalidir. Bilin ki bu rüyada sahip olduklarının hiç bir insanın değildir. Sahiplik makamı da sıfatı da yoktur insanda. Kendisi dahi kendisinin değildir. Kendine sahip olamayan başka bir şeye nasıl edecek de sahip olacak?
"Ne güzel olurdu" diyor derviş "her aşık aşkını sır diye saklasaydı gönlünde..."
Reklam
Sen iyi bir şey yapmak istediğin vakit seni ben vazgeçiririm.
Bizim âşıklıkta suretimiz bu şehirdir işte. O bize Leyla’dır, Azrâ’dır, Ayaz’dır. Lakin bunlar surettir. Bunlar nurdur, ışıktır paşa. Biz güneşe talibiz.
“Nasıl bir aşk ki bu, bir balık için saatlerce burada beklersiniz? Hem bir balığa aşk mı olur?” dedim. “Hiçbir avcı balık için sabretmez. Rızık için sabreder. Bu tuttuklarımız sadece bedenimizi doyurur. Bunlar sadece birer armağandır. İyi bakarsan balıkların gözünde bile görürsün. Asıl iş şükürdür. Balığın şükrü ölmek ve bizimki de rızıksa, hangisi daha kıymetli? Ölen mi, doyan mı? ‘Hem bir balık için aşk olur mu?’ diyorsun sen. Aşk neye olmaz, a aklı kıt adam! Aşk bir kara toprağa, aşk bir damla suya, aşk bir parça kâğıda dahi olur. Aşkı neden bir bedene hapsediyorsun? Aşk her şeyin özünde olan değil midir?”
Reklam
Yani bu vadide suret başka ama asıl aynı. Sözler başka ama fasıl aynı. Resim başka ama nakış aynı, biçim başka ama kumaş aynı. Ve dahi yangın başka lâkin ateş aynı.
Allah'ım. Sen ki imkansızı mümkün edensin, olmazı olur, bulunmazı bulunur edensin. Sen varsan imkan var. Elhamdülillah.
Kelam nerden çıkarsa oraya tesir eder. Sizin kelamınız gönüldendir ki gönlümüze değer.
Esasında biliyordu insanların kitapları okuduğu gibi kitapların da insanları okuduğunu.
"Beni her ne eylersen eyle, lakin âşık eyle Allahım. .." Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.