(Spoiler içerebilir.)
Fatih Duman her şeyin bir dili var dinlersen diyor ve bu kitabı sadde ağacının kuru bir dalından diğer bir deyişle Emir Külal'in âsâsının dilinden anlatıyor. Öyle ki okudukça Âsâ'ya hayran kalıyorsunuz.
Kitap birbiriyle bağlantılı iki hikayeden oluşuyor.
İlkinde Buhara'daki çömlekçi dükkanında gönlünü ve ruhunu terbiye eden Emir Külal'in oğlu Muhammed Şemseddin'in gördüğü bir rüya üzerine Buhara'dan Medine'ye, yine burada gördüğü bir rüya ile Bursa'ya doğru uzanan yolculuğunu, Bursa'da Yıldırım Bayezid'e damat, gönüllere sultan oluşunu anlatıyor.
Muhammed Şemseddin bir an olsun âsâsını yanından ayırmıyor. Ve tıpkı Âsâ gibi ben de vefa diye bir şey olduğunu anlıyorum.
Diğer yandan dönemin önemli şahsiyetlerini, bilhassa Sonuncu Baba'yı da okuyacaksınız.
İkinci hikayede Ali Bekir'in annesinin vefatı üzerine dedesinin Bursa'daki köyüne gelip annesinin vasiyetini yerine getirmesini anlatıyor.
Okuması kolay, dili sade ve anlaşılırdı.
Lakin sonunu böyle beklemiyordum, farklı bir son olmuş.
Keyifli okumalar diliyorum herkese.