Her yere yetişilir,
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama
Çocuğum beni bağışla,
Ahmet Abi sen de bağışla.
Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil,
Ama hiç değil.
İnsan yaşadığı yere benzer;
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer;
Suyunda yüzen balığa,
Toprağını iten çiçeğe…
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine;
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına…
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer.
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.
Kendime en çok on yedi yaşımda benziyormuşum,
buldum o çocuğu Gençlik Parkı’nın önünde.
Yıllar seni eskitememiş dostum, ifaden aynı…
Yarısı tebessüm yarısı korku dolu o çehre
suçlarımla göz göze gelmemek içinmiş meğer
o resimden bugüne gözlerimi kaçırarak bakışım,
hâlâ suç gibi duruyor o bakış gözlerimde.
gülüşünde bir mana var
saklayamazsın
kime niyet kime felaket bu aşk
anlayamazsın
ödümüz patlıyor acı çekmekten
oysa
biraz da acıdır
aşkın mayası....
kaçınamazsın..
gülüşündeki manayı saklayamazsın
tutunacak verimiz yok
resmi tutanaklarda
gülüşünde bin yıllık hasret var
saklayamazsın
.........................................
bu yazık karşılaşmanın
alnımıza çakılıyor anafikri:
aşka cesaretimiz yoksa
başka zaman görüşürüz!
Şubat1994
Bir zamanlar sizi de sevmiştik hatırlar mısınız?
Güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz.
Her gece ayla beraber çıkardınız gökyüzüne,
Gün olur güneşler doğardı aydınlığınızdan.
Gözlerinizin şavkı vururdu duvarlara,
Gün olur dağ rüzgarıyla gelirdiniz.
İnsanı büyüleyen bir havanız vardı!
Güzelsiniz demiştik gerçekten güzeldiniz .
11
Beni yalnızlığımla vurdular o gece vakti;
kalbimi su ile yuğdular o gece vakti,
öldüğümü bile söylemediler!
Bedenime sözüm vardı bir şafak üzre,
alnımı kumla ovdular o gece vakti.