Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

Betül
@fbetl
19 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Hayat, hayatı yiyerek, yok ederek var olmaya devam ediyor. Biz yaşamak için diğer hayatları onlarla beslemekle, onları hazmetmekle kendimize dönüştürüyoruz.
Reklam
Kıyamet kopacak deyi borca hesaba yanaşan yoh... Yaz deftere yaz deftere. Kuyruklu çarpacahmış diye aç durulmaz ya...
149 syf.
·
Puan vermedi
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar
7.8/10 · 17,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünya haritasının üçte biri İslâm'ın yeşil çizgisiyle sınırlanmıştır. Asıl mücadele, bu sınırların içindeki Müslümanlarla, Müslüman olmayanlar arasında verilmektedir.
Reklam
Müslümanlar, yalın biçimde, içinde bulundukları toplumun yaşama tarzını sadece "reorganizasyon" (yeniden düzenleme) anlamına gelebilecek bir değişikliğe tabi tutmakla yetinmek istemiyorlardı. Kurulu düzenin her türlü kurumunu, putunu kaldırıp onun herine İslâm'ın öngördüğü hayat tarzını getirmek istiyorlardı.
İnsan, Allah'ın kulu olduğu hususunda bir bilinç taşıyorsa Allah'tan başka her şeyden özgürdür. Böyle bakınca, insan özgürlükten de özgürdür (müstağnidir). Yani özgürlük diye bir kavrama boyun eğerek yerini ve değerini ölçüp biçmeye kalkışmaz.
Allah'ın rızası ölçü alınmadıkça, soyut olarak erdem kavramı içinde mütalâa edilebilecek davranışların (cömertlik, fedakârlık, feragat, şecaat vb.) hiçbirinin kendi başına bir değeri olmayacağı açıktır. Erdemi tanımlayan, fakat bunun amacını belirlemeye gelince tıkanan Batı düşüncesinin bu hususta ileri sürdüğü görüşler, aslında birer zihin fantezisi olmaktan öteye geçemiyor.
Günümüzde yoksulluğunu ilan etmekle övünç duyanlardan çoğunun, somut ölçütlere göre yoksul olduğunu değil fakat ruhen yoksullaştırılmış olduğunu kabul etmek yanlış sayılmasa gerek.
Hiç bir şuurlu Müslüman dar anlamda gelenekçi değildir. Bu anlamdaki gelenekçiliği reddeder. Çünkü onun, İslâm'a bağlılığı basit anlamda bir geleneğin, bir alışkanlığın sürdürülmesi anlamını taşımaz. Müslüman, İslâm'a, Allah'a olan kulluğu ancak ve yalnız bu yoldan gerçekleşebileceği için bağlıdır. Hiç bir geleneğin hatrı için ve başka hiç bir şey için değil!...
Reklam
Din, ne mücerret bir manevî tatmin vasıtasıdır, ne insanın fıtratında kendiliğinden gömülü bir haldir. Eğer dine manevî bir tatmin aracı diye bakılırsa, bu "aracın" aynı işi görebilecek başka araçlarla ikamesinin kabul edilebileceği sonucuna varmak tabiîdir.
Geniş anlamda tüm izm'leri akılcı bir başlık altında toplamak mümkün olsa bile buradan İslâm'ı tanımlamaya yol bulamayız. Çünkü İslâm kendini Vahiy'le tanımlar, felsefe görüşleriyle değil.
Betül tekrar paylaştı.
Savaş kanlı çizmeleriyle insanları kırk yıl çiğneyip ezebilir, onları öldürebilir, her şeyi yakıp yıkabilirdi ama, insan denen varlığa baş eğdiremez, değerini düşürüp onu tam anlamda mağlup edemezdi.
Sayfa 100Kitabı okudu
153 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.