Önce büyüyüp parlar,sonra küçülür.Diğer taraftan ay nasıl hep aynı yerde kalmaz ve yer değiştirirse mutlulukta onun gibi dolaşıp durur. Bazen yükselir bazen aşşağı doğru iner.;mutluluk için yer yurt yoktur,sürekli dünyayı dolaşir.
XIX. yüzyıl bilim adamlarının felsefeye olan merakları sıra dışı bir şey değildi. Aslında, pek çoğu için bilim felsefe demekti. Felsefe zaten "bilgi aşkı" demek değil miydi? Ve bilgiye olan aşkı göstermek için bir bilim adamı olmaktan daha iyi bir yol var mıydı?
Kitapta bazı kelime hataları var. Tahminimce kitaptaki kelime hataları yazardan veya editörden değil basım hatasıdır. Bunun harici kitap felsefeye giriş için çok uygun fakat tek başına felsefeye giriş için pek yeterli değil. Bu kitap haricinde yinede felsefeye giriş kitabını okumanızı tavsiye ederim .(Ahmet Arslan ve Nigel Warburtonun felsefeye giriş kitapları)
Bilgelik, kişinin nereden gelip nereye gittiğini bilebilmesi, kendisine sağlam ve doğru amaçlar koyabilmesi ve hayatıyla eylemlerinin hesabını verebilmesi durumunu ifade eder.
Aristoteles şöyle bir şey der gibidir: Mutluluk, belli bir tarzda davrandığımızda kendisine ulaşacağımız belli bir hedef değildir; o, daha çok, bu hedefe ulaşma etkinliğidir.
Eseri okuyan çoğu kişinin anlamadığını gözlemledim.
Eserde zaten 20 sayfa ciceroya ait.
İlk başları anlaşılması güç.
Dili ağır.
Ama her görüşü okuduktan sonra çeşitli açıklamaları ile birlikte konu anlamlı hale geliyor. Ve yazar da bol açıklama ile metni desteklemiş.
Bir çeviri değil adeta bir makale.
Aslında kitabı anlamak için önce kader
Felsefi düşünce, birbirine karşıt veya birbiriyle ilgisiz görüşleri fazla karmaşık olmayan bir şema içinde birleştirir ve çok fazla şeyi dışarı atmaksızın, hayata bir yön verdirmek üzere karşıt idealleri birbiriyle uyuşturur. O, çeşitli özel alanlarda parça parça bildiğimiz şeylerin derin, bilinçli bir değerlendirmesini içerir. Felsefi düşünce, bunun büyük evrensel düzende insanın yeri hakkındaki sorunlarla ne ilişkisi olduğunu ve insanın çeşitli çabalarının zahmete değer olup olmadığını inceler.
Bilimin yöntemleri ve ölçütleri sorunu, felsefi düşüncede her zaman merkezi bir yer tutmuştur. Çünkü insan bildiğinden emin olduğunu kendisine kanıtlayamadığı sürece en iyi olanı bildiğinden nasıl emin olabilir?
Geniş bir anlayışa dayanan hoşgörü, felsefi düşünceyle ilgili olarak onun eleştiri dizlerinin en acı yakınmaları kabul edilse bile, insanın felsefi düşünceyle tanışmasının sağladığı paha biçilmez meyvelerden biridir.
Felsefe, hayata tüm anlamını vermek zorunda değildir; çünkü hayat, normal olarak, belli bir anlamlı model izler. Felsefe, sarsılmış bir insana bu düzen ve anlamı yeniden bulmasına yardımcı olabilir.