Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mervenisa Yaşar

Mervenisa Yaşar
@felsefiyat
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Hayatın bu yetersizliği, dayandığı seylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu?.. Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulundaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkansızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkansız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.
Sayfa 311 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hiçbir şeyi sırf otorite öyle dedi diye kabul etmem. Hipotezler, mantıkla desteklenmelidir, aksi takdirde beş para etmezler.
Sayfa 64 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Bir gün o sevimsiz iskelelerin hepsi, o ahşap çit ve mezarlar kaybolacak. O tepelerde bronzlaşmış çıplak bacaklarına çorap giymeden koşturan başka kızlar olacak ve ve insanlar Ruth Watkinsle abisini -ve, evet, Baba'yı da-öldüren o kara, zalim iblisi; tüm dünyada kol gezip kadın erkek herkesin belini büken, kazanılmamış bir servetin ve işçileri köleleştirip emeği sömürmenin hayaliyle ülkeleri baştan çıkararak yıkıma sürükleyen o şeytani gücü zincire vurmanın bir yolunu bulduğu taktirde bu kızlar büyüdüklerinde belki daha mutlu birer kadın olacak.
Sayfa 592 - Sel YayıncılıkKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan sosyal bir hayvandır ve tanıdığınız herkesin yaptığı bir şeyi sizin de yapmanız çok zordur!
Sayfa 410 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
"Ya hürriyet ya ölüm"
Sayfa 311 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İnan bana, Bunny, erler aralarına konuşup anlaşabilseler, savaş felan olmazdı. Ama buna vatan hainliği deniyor ve denediğin anda vuruluyordun.
Sayfa 298 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Zavallı bir işçi size ait bir kuyunun içine düşüverdi diye Şükran Günü yemeğiniz mahvoluyordu ama bitin ülkedeki kuyularda yaralanıp ölen onlarca, belki yüzlerce işçi umrunuzda olmuyordu. Aynı şekilde, Avrupa'da ölen onca insanı düşünün! Ordular ta Flandre'den İsviçre'ye kadar hendeklerde gizleniyor, gece gündüz birbirlerini bombalıyor ve binlerce adam bir kuyunun dibinde kapma kepçesiyle parçalanmaktan beter oluyordu; ama bunun Şükran Günü yemeğini birazcık olsun mahvetmesine izin vermezdiniz! Bu adamların ertesi gün avlayacağınız bıldırcınla kadar bile önemi yoktu sizin için!
Sayfa 171 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Ruth çıplak ve esmer bacaklarıyla güneşin altında otururken gayet sağlıklı ve mutluydu zaten; onun için dünyadaki en güzel şey buydu; bacaklarının pahalı ipek çoraplar içinde olmasından çok daha iyiydi. Yalan da değildi; iyi ama öteki kadınların ipek çoraplara neden ihtiyacı vardı? Koca bir dükkanı doldurabilecek teçhizatla kaplı makyaj masasının başında yalnızca ipek çoraplarla değil Paris'ten getirilmiş pahalı korseleri içinde oturan Emma Yenge vardı mesela; çıplak esmer bacaklarıyla güneşin altında oturup keçilei gütmek, neden Emma Yenge için de en iyi şey olamıyordu?
Sayfa 112 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Erkeklerle kadınların birlikte yaptığı, hepsinin birer suç ortağı gibi sizden saklamaya çalıştıkları bir şey vardı. Hayatın karanlık bir köşesi, gizemli ve gayet iğrenç bir şeydi bu.
Sayfa 91 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
İnsanın çok parası olması güzel şeydi; ama en kötü ihtimali akıldan çıkarmamak ve başarı şarabından kana kana içerken bile arkanızdan fısıldayan o sesi hep duymak zorundaydınız: "Memento mori!"
Sayfa 89 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Anladın artık, Bütün ümitsizliklerin ötesinde Kanın ve ateşin kurtuluşu var Anladım artık, Tek duvarını Ancak isyanın güneşi yıkar.
Sayfa 165 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Ben son parçası çok güzel bir rüyanın vakitsiz uyandırdıkları için Bir türlü yolunu bulamayan Alaca karanlıkta Ve birden siniveren kıvrımlarında Bu lamba, bu yatak, bir oyuna Çok benzeyen değişmelerin Artık bende bile kalmayan hayali... Ne güzeldi sihirli eşikte.
Sayfa 156 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Yüzen yosunlar gibiyiz Bu karanlıkta başıboş Suların tesadüfünü bekliyoruz.
Sayfa 146 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Güneş öldü, dünya artık bizimdir Diye haykıran ve sonra Kırık ayna uykularına Dalan hayaletler olduk Geliyorlar hepsi, her şey, simsiyah bir gemi Geliyorlar korku denizlerinden Üstümüze doğru Ve durmadan arıyor bir kıyamet telaşında Vapur düdükleri can kurtaran seslerini...
Sayfa 139 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Hangi eşikte, hangi akşamda Ayrıldı yan yana yürüyen gölgelerimiz, Hangi aydınlık yuttu seni Nasıl taş taş ördüm ben Bu yalnızlığı dört bir yanımda...
Sayfa 137 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
409 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.